Necdet Ağabey!

A -
A +

Sevgili kardeşim Hıncal Uluç telefonda "Biraz önce Selâhattin Ağabey telefon etti, Necdet Ağabey vefat etmiş" deyince, dondum kaldım. Hey gidi koca "Çınar", hey gidi "koca Galatasaraylı" Çınar; "Onunla" yaşanmış günlerim, saatlerim, bir anda bir film şeridi gibi, gözlerimin önünden akıp geçti!.. Sevgili Hıncal dünkü yazısında anlatmış, ama "isimleri unutmuş", onunla Ankara'da, 19 Mayıs Stadı içindeki Bölge Binası'nın büyücek bir odasının kapısında tanışmıştık ilk defa; toplanan Federasyon Transfer Anlaşmazlıklarını Çözüm Kurulu'nun "Galatasaray'ın transfer ettiği Altaylı Ayhan (Yavru) ve İzmirsporlu Cenap'ın transferindeki anlaşmazlıklarla ilgili" ve saatler süren toplantısına gelmişti, İstanbul'dan; "Galatasaray'ın haklılığını savunmak için" ve "bu iki oyuncuyu alarak" dönmüştü, İstanbul'a!.. 3 Temmuzdan beri, hep şunu düşünüşümdür; "Şimdi Federasyon Başkanı rahmetli Orhan Şeref Apak ya da rahmetli Ulvi Yenal veya 30 yaş genç olsaydı da Necdet Ağabey olsaydı, Türkiye de, Türk Futbolu da, şikeye bulaşmamış olan kulüpler de, kişiler de bu kirli bataklıktan tertemiz ve zarar görmeden çıkar, FIFA'lara da, UEFA'lara da söyleyecek söz bırakmazlardı!.." Bu üç büyük insandan Necdet Çobanlı ağabey de, bıraktım "başkanlık koltuğuna oturmayı", telefonu açıp "Ağabey, ne olur bu işin sonu, ne yapmak gerek" diye soramadan aramazdan ayrıldı; zira, yaşlanmıştı, "telefonla bile konuşamayacak" kadar hastaydı!.. 1921 yılında Malatya'nın Arapgir'inde doğmuştu, FIFA Yönetim Kurulu Üyeliğine kadar giden "ilk" Türk; ünü dünyanın dört bir yanına yayılmış FIFA Başkanı Havelange ile beraber "FIFA Onur Üyesi olan" Türk!.. FIFA'nın en büyük organizasyonlarının en tepesindeki kurullara oturtulan ilk Türk!.. Türk Futbol Federasyonları'nda ve Galatasaray yönetimlerinde görev yapan bir spor adamı!.. Uluslararası bir hukukçu ve Amerikalarda "ödül almış" uluslararası bir iş adamı!.. İşte gerçek; Necdet Ağabey, "bütün bunları bir yana bırakır", bir tek şey ile iftihar ederdi; "Galatasaraylılığı!.." Eşi Belma Hanımefendi de "Galatasaray üyesi idi" ve Galatasaray yönetimlerinde görev yapmıştı; tam bir "aile Galatasaraylısı idi", onlar!.. Ama, Galatasaray'ın "bazı" yönetimleri ve yöneticileri, bu büyük Galatasaraylıya hak ettiği sevgi ve saygıyı göstereceklerine, tam tersine "vefasızlığın zirvelerinde dolaşarak", onu "her şeyden daha fazla sevdiği" Galatasaray'ından ayırmaya kalkıştılar; "savunma vermek için" gittiği Disiplin Kurulu'nun kapılarında bir sandalye üzerinde saatlerce beklettiler, uzun yıllardır üyesi olduğu Divan Kurulları'nda "konuşturmamak için" ellerinden geleni artlarına koymadılar!.. Bunların "en yakın şahidi" oldum, zira "Galatasaray'ı Ceymen Adaları'nda kurulan esrarengiz şirketlerle ilişkilendirilen ve sonradan başa bela olan AIG ortaklığına karşı çıkıyor; Galatasaray'ın aleyhine olan sözleşme şartlarını ortaya koyuyor, işin sonunu, testi kırılmadan, daha o günden gösteriyordu!.." Bitmedi, gene "o günlerde", Galatasaray'ı tarihinin en büyük fiyaskolarından ve skandallarından birinden kurtaran da oydu!.. O günün yöneticileri, stat inşası için 100 milyon doları bulmak peşinde koşuştururken, hiç araştırmadan "bir kara para aklama, tarihi eser kaçırma, dolandırıcılık, sahtekârlık gibi işlere bulaştıkları" iddiasıyla daha sonra mahkemelere düşen "bazı" kişilerin yönettiği "135 bin dolar gibi" bir küçücük sermaye ile kurulmuş sözüm ona "menkul değerler" şirketleriyle işbirliği yapmasının önüne geçen ve o günlerde Türkiye Gazetesi'nin spor sayfalarının manşetlerine de oturan "zorlu mücadelesinden" hoşlanmamış olacaklardı ki, onu Disiplin Kurulu'na vermişlerdi; bilmem ki, bugün vicdanları sızlıyor mu?.. Nur içinde yat Necdet Ağabey; Belma Hanımefendi başta Çobanlı ailesine, başta Galatasaray olmak üzere spor ve hukuk camiaları ile iş alemimize, dost ve arkadaşlarına baş sağlığı ve sabır dilerim!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.