Kılıçdaroğlu ve marjinal gruplar

Dün siyasi partilerin grup toplantılarını izleme imkânı bulduk. Siyasi parti liderleri partilerinin gündeme ilişkin görüşlerini dile getirdiler. İktidar partisi, muhalefet partilerinin, 'tutuklu vekillerin tutuksuz yargılanmasına ilişkin yasal düzenleme' önerilerine karşı çıktı. Bu konuda yapılacak düzenlemelerin beraberinde birçok sorun getireceği anlaşıldı. Örnek olarak terör örgütü liderlerinin bile milletvekili olabilmesinin önünün açıldığı iddia edildi. İktidar partisi bu konuda zorlama- kişilere özel bir yasal düzenleme yapmak yerine yargının vereceği kararın beklenilmesi gerektiğini düşünüyor. Umarız yargı en kısa sürede kararını verir ve bu sıkıntılı görüntü ortadan kalkar. Maalesef siyasi partilerimiz cezaevinde tutuklu olan ve haklarında önemli iddialar bulunan kişileri, milletvekili adayı göstererek bu sorunu başlattılar. Bu kişilerin kaçıncı sıradan aday olacaklarına siyasi parti liderleri karar verdi. Halkın oylarıyla seçilen vekil tutuklu olmamalı. Doğrudur ama bu vekiller, bağımsız aday olarak seçime girmediler. İşin doğrusu onları halk değil liderler vekil yaptı. Ama kim yaparsa yapsın, vekillerin tutuklu olması hoş bir durum değil. Ancak bu hoş olmayan görüntüyü ortadan kaldırmak için başka hoş olmayan düzenlemeler yapmak da doğru değil. En güzeli yargının hızlı hareket etmesi ve bir an önce karar vermesi. Karar çıktığı gün bu tartışma biter. Ayrıca mahkemeler yargılamayı tutuksuz devam ettirebilirler. Bu işi yargıya bırakmalıyız. Yargı da konunun hassasiyetini dikkate almalıdır. Başbakanın, CHP lideri Kılıçdaroğlu'na yönelttiği soruyu tartışmamız gerekiyor. Gerçekten Başbakanın yurt dışı seyahatlerinde gittiği ülkelerde, 'Türkiye aleyhine' yapılan gösterilerde CHP liderinin parmağı mı var? Eğer yoksa Sayın Kılıçdaroğlu'nun, "Tayyip Erdoğan'ın rahat gideceği bir ülke bırakmayacağım. Avrupa'da İnsan Hakları Ödülü alacaktı. Alamadı, gidemedi. Çünkü CHP var" sözlerini nasıl anlayalım? 17 Mart'ta Almanya'da Başbakanın yapacağı geziyi sabote etmeye çalışan grupların CHP ile ne ilgisi var? O gruplar Türkiye aleyhine dünyanın her yerinde gösteriler düzenleyen PKK, Ermeni Diasporası ve DHKP-C gibi marjinal örgüt üyeleri. Kemal Beyin bu gruplarla nasıl bir ilişkisi ve diyaloğu olabilir? Batı Çalışma Grubu'nun hazırladığı raporda, Kemal Bey'in PKK terör örgütüne yardım ettiğine, sempati beslediğine ilişkin iddialar olduğu söyleniyor. Kemal Bey, yukarıda sarf ettiği sözlerle rapor sahiplerini âdeta haklı çıkarıyor gibi. Bu ülkenin ana muhalefet partisinin lideri, ülkemizin başbakanının 'yabancı bir ülkede' yuhalanmasından, 'marjinal örgütlerce' protesto edilmesinden dolayı mutlu olamaz. Siyaset insanın aklını ve gözünü bu denli mi kör ediyor? Anlamakta zorlanıyoruz.