Onaylanmış düşman

A -
A +

Biz hangi kategoride bir ülkeyiz.. Eskiden gelişmekte olan denirdi. Ben soruyu eski hâlimize göre soracağım. Gelişmekte olan bir ülkenin çok gelişmiş bir ordusu olsa ne işe yarar? Farz-ı muhal biz 70 milyonluk bir ülkeyiz. Avuç kadar Yunanistan'a askerî operasyonla müdahale edebilir miyiz.. Delilik edip etsek orada durabilir miyiz.. Bunu sorarken onlar da NATO üyesi, biz de üyeyiz.. İki üyenin birbirine saldırması vs. gibi teknik konuların önemi yok. Soyut düşünün, giremeyiz, girsek de duramayız.. Başımıza 40 türlü sıkıntı gelir. Belli başlı yerlerle mutabık kalmadan Suriye'ye müdahale edebilir miyiz? Edemeyiz. Irak'a edebilir miyiz? Edemeyiz. İran'a edebilir miyiz? Edemeyiz. Peki biz müdahale edemiyorsak, askerî gücümüzü kullanarak şu şöyle olacak diye diretemiyorsak onlar bize nasıl diretecek.. Aynı şeyler, şartlar ve yazılı olmayan kurallar onlar için de geçerli değil mi? O zaman aynı ligdeki ülkeler, birbirine bu anlamda musallat olamıyorsa ordular kimin için hep eğitimli, masraflı, teyakkuza yakın halde ve hep savaşacakmış gibi hazır halde tutuluyor. Hemen yanı başımızdaki filan ülkeye savaş açmak demek onun satranç tahtasındaki yerine göre, ABD'ye, Rusya'ya, İngiltere'ye, Fransa'ya, Almanya'ya örtülü şekilde savaş ilan etmek anlamına gelir. Bu örtülü yardımı, örtülü müdahaleyi getirir. Veya iki kampa ayrılacaksa tıpkı cihan harbinde olduğu gibi bu ülkelerden yarısına savaş açıp öbür yarısının yanında olmak anlamına gelir.. Öbür yarıyı arkaya almak için onların onayı, rızası, menfaat paralelliği vs. lazım. Daha da Türkçesi başkası için savaşmak lazım. Prestij için desek teknoloji başkasının.. Kullanılacak silahların önemli bir kısmı başkasının.. Biz ilkini sipariş ederken onlar iki adım sonrakini kullanmaya başlıyor. Bu silahlar yapanlara karşı kullanılamıyor. Satın alanlara karşı kullanmak için en azından zımni onay gerekiyor.. İçeride kullanmanın hem zamanı geçti hem artık bir işe yaramıyor. Şah, ordusuna rağmen devrildi. Saddam, ordusuna rağmen devrildi. Hüsnü Mübarek, ordusuna rağmen devrildi. Kaddafi'yi hesaba katmıyorum. Şah ordusuna rağmen devrildi de Şah'tan sonra gelen rejim orduyla nasıl ayakta kalsın. Bu ülkeler bu orduları kimin için, hangi düşman için besler? Bence bu soruyu ara sıra kendinize sorun, cevap arayın, uzman yardımı alın, yapılan açıklamalar aklınıza yatarsa çekinmeyin, yattı deyin. Bunun bir istisnası var: Eğer bu bölgede herhangi bir ülke bölge devleti, gücü olacaksa, bu rolü üstlenecek olan devletin büyücek bir orduya sahip olması lazım.. Ne için bölge ülkelerini zapt-ı rapt altına almak, veya himaye etmek, aralarındaki hır güre höt demek için. Böyle bile olsa bu durumda da başkalarına taşeron hizmet verilmiş olur. Kendi iradeleri ile olacak iş değil. Ha, bu hizmet imtiyaz kazandırır, gelişmeyi hızlandırır, akıllı kullanılırsa belki 40-50 sene sonra 1. lige çıkılır, ayrı. Ben bugünü soruyorum. Bu ülkeler kendilerini kime karşı savunmuş oluyor? Ya da savunmuş mu oluyor?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.