Part-time çalışanların sosyal güvencesi nasıl sağlanacak?

A -
A +

Tam süreli çalışma biçimi dikkate alınarak hazırlanan 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14. maddesi hariç diğer maddelerini yürürlükten kaldıran 4857 sayılı İş Kanunu, esnek çalışma modellerini yasal hale getirmiştir. 4857 sayılı yeni İş Kanunu ile yasallaştırılan kısmi süreli çalışma biçimi ülkemizdeki iş gücü yapısını bir anlamda küresel ekonomilere entegre etmiştir. 5510 sayılı Reform Kanunu kısmi süreli iş sözleşmesiyle çalışanların sosyal güvencelerini sağlamaya yönelik önemli düzenlemelere yer vermiştir. 5510 sayılı Kanun, sigortalılara, ay içinde 30 günden az prim ödenmiş süreleri isteğe bağlı sigorta primi ödemek suretiyle 30 güne tamamlama imkânı tanıdığı gibi ay içinde 30 günden eksik kalan süreleri ilerleyen dönemlerde borçlanma yoluyla 30 güne tamamlama yoluyla telafi edici bir düzenlemeye de yer vermiştir. İş Kanunu'nun 63. maddesine göre, genel bakımdan çalışma süresi haftada en çok kırkbeş saattir. Çalışma süresi düzenleyici hükümlerden olup tarafların anlaşmasıyla 45 saatin altında (örneğin; 35 saat olarak) belirlenebilir. İşçinin, günlük ve haftalık olarak İş Kanunu'nun 63. maddesinde belirlenen kanuni çalışma sürelerine uygun olarak çalışmayı üstelenmesi halinde "tam süreli" (full-time), işçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda diğer bir ifade ile haftada 2 gün, her iş günü 2 saat gibi çok değişik seçenekler dahilinde çalışılması halinde "kısmi süreli" (part-time) iş sözleşmesiyle çalışma esası benimsenmiş olur. Ülkemizde önceleri sadece öğrenciler ve ev kadınları kısmi süreli iş sözleşmesiyle çalışmakta iken günümüzde bu tür çalışma biçimi oldukça yaygınlaşmıştır. Her ne kadar kısmi süreli iş sözleşmeleri ile işçi çalıştırma küreselleşmenin hız kazandırdığı bir olgu ve işçi hakları bakımından tehlike oluşturduğu düşünülmüş olsa da sosyal güvenlik bakımından 5510 sayılı Kanunda düzenlenen telafi edici düzenlemeler diğer bir ifade ile isteğe bağlı sigorta ve borçlanma müessesesi kayıpları azaltıcı işlev üstlenmiştir. Kısmi süreli iş sözleşmesiyle ay içinde 30 günden az çalışan sigortalılar için sağlık yardımı alma yönünden ve emekli olmak için tamamlanması gereken prim ödeme gün sayısı açısından iki farklı seçeneği bulunmaktadır. PART-TİME ÇALIŞANLAR SAĞLIK YARDIMINI NASIL ALACAK? Sigortalı olduğu için 5510 sayılı Kanunun 60. maddesi gereği otomatikman GSS'li sayılan işçiler ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, son bir yıl içinde toplam 30 gün prim ödeme gün sayısının olması sağlık yardımına hak kazanması için yeterlidir. Sigortalılar, zorunlu sigortalıkları sona erdiği tarihten itibaren on gün süreyle de genel sağlık sigortasından yararlanır. Ayrıca bu kişilerin sigortalılık niteliğini yitirdikleri tarihten geriye doğru bir yıl içinde 90 günlük zorunlu sigortalılıkları varsa, sigortalılık niteliğini yitirdikleri tarihten itibaren 90 gün süreyle sağlık yardımı almaları esastır. Dolayısıyla son bir yıl içinde 30 gün prim ödemesi bulunanlar sağlık hizmetini almaya hak kazanmakta, işten çıkılması halinde son bir yıl içinde 30 ila 89 gün arası prim ödeme gün sayısı olanlar işten çıktığı tarihten itibaren 10 gün, 90 gün ve üzeri prim ödeme gün sayısı olanlar işten çıktığı tarihten itibaren 10+90=100 gün daha sağlık hizmeti almayı sürdürür.. GSS'nin yürürlüğe girdiği 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren kısmi süreli iş sözleşmesiyle çalışanların ay içinde 30 günden eksik süreler için GSS primi ödemesi zorunludur. 5510 sayılı Reform Kanununun 88. maddesine göre, kısmi süreli veya çağrı üzerine çalışanlar ile ev hizmetlerinde ay içerisinde 30 günden az çalışan sigortalılar için eksik günlerine ait GSS primlerinin 30 güne tamamlanması zorunludur. Bu durumdaki işçiler sağlık yardımı alabilme adına ya aylık 2 asgari ücret kazanç beyan ederek eksik kalan günler için GSS primlerini kendileri ödeyecekler, ya da gelir testine tabi olmak suretiyle belirlenecek aylık kazanç aralığına gelen asgari ücret dikkate alınarak prim ödeyecekler. Konuyu özetlersek, kısmi süreli iş sözleşmesiyle çalışanlar sağlık yardımı alabilme adına ya gelir testine girer ya da gelir testi talep etmeden 2 asgari ücret kazanç üzerinden hesaplanacak GSS primi ödeyerek sağlık yardımı alır. PART-TİME ÇALIŞANLAR PRİM GÜN SAYISINI 30'A ÇIKARABİLİR Mİ? Kısmi süreli iş sözleşmesiyle çalışanların ay içinde 30 günden eksik kalan sürelerin primlerini 30 güne tamamlamaları için 2 seçenekleri bulunmaktadır. Bunların ilki eksik kalan süreleri isteğe bağlı sigorta ile 30 güne tamamlamak, diğer yöntem ise borçlanma suretiyle eksik kalan süreleri 30 güne tamamlamaktır. 5510 sayılı Kanunun isteğe bağlı sigortalılığı düzenleyen 50. maddesi hükümlerine göre, sigortalı olarak çalışmakla birlikte ay içerisinde 30 günden az çalışanlar isteğe bağlı sigortalı olabilmekte, SGK'ya isteğe bağlı sigorta giriş bildirgesi vermek suretiyle müracaat yaptığı tarihi takip eden günden itibaren isteğe bağlı sigortalılık başlamaktadır. Örneğin; kısmi süreli iş sözleşmesiyle çalıştığı için ay içinde 12 gün prim ödenen sigortalının isteğe bağlı sigorta prim gün sayısı 30-12=18 gün olacak, dolayısıyla ödeyeceği prim tutarı da 30 gün üzerinden ödeyene göre daha düşük hesaplanacaktır. Kısmi süreli iş sözleşmesiyle çalıştıkları için 30 günden eksik kalan süreleri isteğe bağlı sigorta yoluyla 30 güne tamamlayan işçilerin isteğe bağlı sigorta primi ödedikleri bu süreler 4/a kapsamında (SSK sigortalılığı) sigortalılık sayılmaktadır. 30 GÜNDEN EKSİK KALAN GÜNLERİN BORÇLANMASI... Kısmi süreli iş sözleşmesiyle çalışanlara, ay içinde eksik kalan süreleri 30 güne tamamlamak üzere sunulan bir diğer seçenek ise borçlanmadır. Reform Kanununa göre, kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan sigortalılar, kısmi süreli çalıştıkları aylara ait eksik kalan süreleri, borçlanarak 30 güne tamamlayabilir. Örneğin; 2012 yılının tamamında part-time çalışan ve her ay için 15 gün prim ödeyen işçi, ilerleyen yıllarda 2012 yılında primi ödenmemiş 180 günü borçlanarak 2012 yılındaki prim gün sayısını 360 güne çıkarabilmektedir. Borçlanılacak bu sürelerin sigortalılık statüsü 4/a kapsamında sayılmaktadır. Dolayısıyla borçlanılan dönemdeki sigortalılık statüsünün önemi bulunmamaktadır. Belirtelim ki; bu nitelikteki borçlanmalar 1 Mart 2011 tarihinden sonraki süreler için geçerli olacak, 1 Mart 2011 tarihinden önceki süreler için borçlanma yapmak söz konusu olamayacaktır. Haftaya Bağ-Kur sigortalıları part-time çalışırsa sosyal güvencelerinin nasıl sağlanacağı üzerinde duracağız...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.