ÖYM'lere kimin ihtiyacı var?

A -
A +

Bizdeki kanun metinlerinden neden herkes farklı şeyleri anlıyor? Çünkü bugünün Türkçesi ile kanun yazılamıyor. Amele defteri doldurur gibi kurallar konulduktan sonra güya yanlış anlamalara ve farklı yorumlara mahal vermemek için ayrıca her hükmü açıklamaya yeltenmişler yine olmamış. Türkçe aciz.. Konulan kuralları herkes farklı anlıyor. Farklı anlamak için kasıt ya da masanın öbür tarafında olmak şart değil. Metinler yanlış anlamaya müsait. Özel yetkili mahkemelerin bakacağı işleri sıralayan CMK'nın 250. maddesini okuyunca ortaya şu çıkıyor. Aciz Türkçe ile yazılan o metni çok zorlanmadan savcılar dilediği gibi yorumlayabilir. Kimse de bir şey diyemez. Yani yanlış yapıyorsun diyemez. Özel yetkili mahkemelerin bakacağı alanlar alt alta sıralanmış. O maddeler azıcık esnetmeyle herkese uygulanabilir.. Herkes organize suç çetesi üyesi olabilir. Anayasal düzene karşı suç işlemiş sayılabilir.. Efendim, anayasal düzene karşı işlenen suçlar şunlardır deyip saymaya kalksanız sonu gelmez.. İstisnaları var, deyip isim isim ayırsanız yine sonu gelmez. Nitekim savcılar anayasa mahkemesi üyeleri istisna listesinde yer aldığı için bizim sahamıza girmiyor dediler ama MİT Müsteşarını ifade vermeye çağırdılar. O listede yokmuş. Bu kuralları formüle edebilmek için hem zengin bir dil lazım, hem de kodifikasyon kabiliyeti olan adamlar. .... Elimizde ibretlik Mecelle metni var. Azıcık Osmanlıca bilen hiç kimse Mecelle maddelerinden başka başka anlamlar çıkaramaz. Herkes aynı şeyi anlar. Her kural matematik formülü gibi oturtulmuş. Bu güzellikte o kuralları kodifiye edenlerin marifeti kadar Osmanlıcanın zenginliğinin payı da var. Yargıtay bu işler için var, vakti yok. Bu işler için derken yanlış anlaşılan, yasa koyucunun muradından çok farklı yorumlanan maddelerin doğru anlaşılması için balans ayarı yapması lazım. .... Özel yetkili mahkemelerin görev ve yetkilerini düzenleyen metin tam da bu konunun örneği değil aslında. Konjonktürel bir durum. Yani herkes yanlış anlıyor, farklı yorumluyor da ondan bu işler başımıza geliyor denilebilecek bir konu değil. Dünün şartlarında bir çözüm zannedilmiş, terörle, çetelerle, güya anayasal düzene karşı işlenecek suçlarla ancak böyle başa çıkılacağı varsayılmış, ama zaman içinde şartlar değiştiği halde kamu düzenini sağlamakla görevli olanlar bu düzenlemeyi ve düzenlemenin getirdiği imtiyazı sevmiş. Başa çıkamadıkları her işi özel mahkemelerin önüne yığmışlar. Başbakanın dediği gibi neredeyse devlet içinde devlet oluşmuş. Bugün göze batan mağdurlar dün imtiyaz halkasına dahil olduğu için bu konular bu açıdan hiç ele alınmamış.. Şimdi ÖYM'lerin sadece terör suçlarına bakacak şekilde yeniden düzenleneceği söyleniyor. Terörün nesine bakacak.. Pankartla, poşu ile, molotofla ilgilenen mahkeme özel yetkili olsa ne olur.. Sıradan mahkeme olsa ne olur. Topyekûn kaldırılması lazım. Düzenlenecek bir şeyleri kalmamış.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.