Zana'nın talepleri

A -
A +

Terör örgütünün istismar ettiği Kürt sorununun çözümü için CHP'den gelen teklif çözüm umudu oluşturdu. Bu umut Leyla Zana'nın açıklamalarıyla daha da arttı. Nitekim evvelsi gün Leyla Zana, "Bu sorunu ancak o çözebilir" dediği Başbakan Erdoğan'la 1.5 saatlik bir görüşme yaptı. Görüşmeden bir gün sonra da görüşmeye ilişkin kamuoyunu bilgilendirdi. Belki de ilk kez Kürt kökenli bir siyasetçi kavgasız-gürültüsüz kendisine göre Kürtlerin taleplerinin neler olduğunu ülkenin Başbakanı'na samimi bir ortamda aktarabiliyor. 'Başbakan'ın samimi olduğunu' söylüyor Zana. Sorunu 6 başlık altında aktarmış. Birinci başlık; "Devlet Kürtlerden özür dilesin." Mümkün müdür, mümkündür. Devletin sadece Kürtlerden değil haksızlık yaptığı herkesten özür dilemesi gerekir. Bu özür devleti yüceltir. İkinci talep; "Öcalan ev hapsine alınsın." Bu talep PKK ve Öcalan'ın kendisi ile ilgili. Kürtlerle ne kadar ilgili bir talep olduğu tartışılır. Bunun yapılabilmesi için Türklerin de ikna edilmesi gerekir. Şehit aileleri dahil terörden acı çeken herkesin rızası gerekir. İnsanlar terörün tam olarak sona ereceğine; ülkenin bölünmeyeceğine ve kanın bir daha akmamak üzere duracağına inansalar emin olun ki buna bile razı olurlar. Üçüncü talep; "Seçmeli değil ana dilde eğitim." Eğer amaç ayrılmak değilse, eğer ana dilin öğretilmesi hedefleniyorsa seçmeli dersle ana dil eğitim yeterli. Ancak tüm bunlara rağmen konuşulabilir-tartışılabilir. Dördüncü talep; "Oslo süreci yeniden başlasın." Eylemler durursa, görüşmeler sürerken katliamlar yapılmaz ise bu tür süreçler devam edebilir. Ama provokasyonlarla bu süreçler durdurulabilmektedir. Görüşürken silah patlarsa görüşmenin kesilmesi kaçınılmazdır. Böyle bir kesintiyi istemeyenler elinde silah olanları raptu-zapt altında tutacaklar. Beşinci talep; "Silah bırakılması için adım atılsın." Bu mümkündür. Habur süreci sabote edilmeseydi bu konuda epeyce mesafe alınabilirdi. Ancak bu ülkenin bir hukuk devleti olduğu unutulmamalıdır. Altıncı talep; "KCK tutuklamaları bitsin." Bu talebin gerçekleşmesi biraz da örgüte ve KCK'ya bağlı. Onlar eylem ve işlemlerinde suç işleyecek işler yapmazlar ise bu iş biter. Barış çadırında 'Molotof' bulundururlarsa, belediye otobüsünü ateşe verip insanları yakarlarsa, İstanbul'da, Mersin'de, Adana'da araçları yakarak şehirleri savaş alanına çevirirlerse bu tutuklamalar bitmez. Tüm bu çekincelere rağmen bu tür görüşmeler ve girişimleri hayırlı buluyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.