Ünsüz kadınlar

A -
A +

Medya; ünlü kadınların çıplak fotoğraflarını yayınlamaya başlayınca anlıyoruz ki yaz gelmiş! Plajlar sözde gazeteci ile doldurulmuş... Hepsi de pusuya yatmış veya yatırılmış sanki... Her yaz aynı ünlü kadınların denizdeki çıplak halleri, sadece bikinilerin rengi değişik... Ülkedeki bütün dertler unutuluyor ve bir hafta bu çıplak fotoğraflar konuşuluyor... Reklamın iyisi kötüsü olmaz sözüne hemen herkes kendini kaptırmış... 'Selülit' diyerek başlayan sistematik haberler güneş yanıklarıyla sona eriyor... Yaz bitince, kış gelince de haberlerin şekli değişiyor; akşam davetlerinde kim daha şık giyinmiş, ya da frikik vermiş veya alkol komasına girmiş... Hiçbir şey bulunamazsa ünlülerin; 'evleri, yatları, katları, yemekleri, yazlıkları, kışlıkları, ayakkabıları, tatilleri, borçları, alacakları, davaları, hakaretleri, konserleri, klipleri, kıyafetleri, dostları, yakınları, akrabaları, ölenleri, kalanları, hastalıkları, doğumları, çocukları, aşkları, cezaevleri, senetleri, sepetleri, mutfakları, yatak odaları, evlenmeleri, boşanmaları, ihanetleri...' diye başlayan sistematik haberler serüveni... Seks ve dedikodu bu ülkede medyanın vazgeçilmezi... Birkaç ünlü kadının çıplak fotoğraflarını çekip gazeteye gönderme gayretine düşenlerin, kendilerine nasıl 'gazeteci' diyebildiğini ise anlayabilmiş değiliz... Evlerine sevinerek döndüklerinde çocuklarının gözlerine bakıp; -Bugün birkaç tane daha ünlü kadının çıplak fotoğrafını çekebildim! Ve gazetecilik bunun neresinde, izah edecek var mı? * Ünlü kadınların çıplak denize girmeleri neden haber değeri taşıyor? Çıplaklar kampına dönüştürülen gazete ilavelerinin ve televizyon ekranlarının gazetecilikle bir ilgisi olmadığını bilmeyen kalmadı ama yeter diyen de yok gibi... Ülkenin en saygın gazetesi olduğunu iddia edenler yıllardan beri arka sayfada yayınladıkları mayolu ünlü kadın resimlerini artık birinci sayfalarına taşımayı başarabildi... Türk medyasının en büyük devrimi de bu olsa gerek! Ve sığındıkları en büyük yalanı; halk böyle istiyor! Gazete ve televizyonlarda gizli bir röntgenci var galiba... Lakin kim oldukları bilinmiyor... * Ama bu ülkede ünsüz kadınlardan bahseden hiç yok... Tarlada çalışan, ekmek parası için evlere gündelik temizliğe giden, üç kuruşa pazarlarda satıcılık yapan eli öpülesi o ünsüz kadınlara ait hikâyeler hiç yok... Şehit annelerinden bahseden yok... Bunların fotoğrafları birinci sayfada hiç yok...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.