Karanlık kelimeler

A -
A +

İngiliz eleştirmen ve şair Ruskin; -Düşünce mabedine avam giremez! dediğinde kendisine; -Avam kim? diye sorulur... O da; -Duymayan... Bu ülkedeki avamın tarifi ise daha başkadır... Duyar ama konuşmaz ve tavır alamaz... Mahkemede bile konuşmaktan korkar... Bizdeki avam suyun akışına göre kürek çeker... Kim başa geçerse onun düdüğünü çalar... Ve en önemlisi ne yaptığı değil, kimin yaptığı daha önemli kılınmaya başlandığı günden bugüne avam kendisinde değil... Bu ülkede kimin anlatacağı bir söz kalmamışsa, kim suçüstü yakalanmışsa, kim köşeye sıkışmışsa medyayı suçlu ilan ederek kendini rahatlatır... ABD Ankara Büyükelçisi Frank Ricciardone dahi diyor ki; -Her Türk en iyi medyaya sahip olmak istiyor. Bu da zor sorular sorup net cevaplar talep edecek insanlar demektir! Birilerinin çıkıp bağırarak; - O insanlar iyi atlara binip gitti! Ve kendisine Bab-ı Ali tarihini okumasının şart olduğunu bildirmesi gerekiyor... Rolü dağıtanlarla hesaplaşmak yerine rolünü oynayanlarla hesaplaşmak daha kolay galiba... * 19. Yüzyılda yazdığı Susamlar ve Zambaklar eserinde Ruskin, İngiliz Ulusuna seslenirken, münevverin kendi ana dilini iyi bilmesi, kelimeleri manalarını anlayarak layıkıyla özümsemesi ve kitap okuması gerektiğini anlatmıştır: - İngiliz hodgâmdır, heyecansızdır. Bir millet değil, bir yığın. Yığını kolayca kandırabilirsiniz, duyguları hiçbir temele dayanmaz. Yığın düşünmez, mâruz kalır. Nezleye yakalanır gibi tutulur bir fikre. Ateşi yükselince aslanlaşır, nöbet geçince her mukaddesi unutuverir. Büyük bir milletin duyguları ölçülü, düzenli, devamlıdır. * Ve Ruskin devam ediyor; - Karanlık kelimeler vardır, arılar gibi vızıldayan kelimeler. Taşıdıkları hiçbir düşünce yoktur, kimse tarafından anlaşılmazlar. Ama yine de herkesin ağzındadırlar. Onlar için yaşanır, onlar için ölünür: Hayalimizin rengine bürünürler. Göremeyiz onları, pusudadırlar. Ve bir atılışta parçalar bizi. Dilimizin her kelimesi başka bir dilden gelmiştir. Nice ülkeler dolaşmıştır bize gelinceye kadar. Her dilden lügatler bulunmalı kütüphanemizde. Okuduğunuz metinde hiçbir karanlık kelime kalmamalı. Felaketimizin kaynağı kültür yokluğu. Bizi helâk eden ne bencillik, ne kafamızın ağır işlemesi. Bir öğrenci kayıtsızlığı içindeyiz. Hoca tanımadığımız için yardım görmemize imkân yok. Evet, bu ülkenin sorunu da 19. Yüzyıl İngiltere'sinin içine düştüğü durumla aynıdır... Karanlık kelimelere teslim olmuş kalabalıklar hâlâ sloganlar atarak kürsülerde nutuk çekenleri büyük bir keyifle dinliyor ve alkışlamakla meşgul oluyor... Zor soruları soranlar olsa da net cevapları veren yok! Verilse de karanlık kelimelerden ibaret...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.