Sayın Erdoğan ve Gül'ün kardeşlik hukuku

A -
A +

Köşk seçimlerine daha iki yıl var. Ülkemizde Köşk seçimleri her dönemde sorunlu olmuştur. Artık yeni dönemde halkın oyları ile Cumhurbaşkanı seçileceği için inşallah artık sorun olmayacak. 2014 yılında yapılacak seçimle ilgili tartışma şimdiden başladı. "Köşk seçimleri bahanesi ile AK Parti surlarında nasıl delik açabiliriz" arayışları da hızlandı. Aslında iktidar partisi cephesinde 2014 yılında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili bir belirsizlik, bir kafa karışıklığı yok. Başbakan Erdoğan kendisi istediği sürece AK Parti'nin tek köşk adayı olacak ve çok rahat bir şekilde seçilecek... AK Parti eğer mümkün olur da parlamentodan yarı başkanlık sistemini geçirebilirse, Sayın Başbakan Köşkte daha etkili bir devlet başkanı olarak görev yapacak. Eğer bu başarılamaz ise bugünkü sistemle Cumhurbaşkanlığı yapacak. Asıl üzerinde tartışılan konu Başbakan Erdoğan Cumhurbaşkanı olduğunda AK Parti Genel Başkanı ve Başbakanın kim olacağı? AK Parti tabanı ve parti yetkililerinin büyük bir kısmı bu ismin Sayın Gül olması gerektiğini düşünüyor. Daha çok genç olan Gül'ün politikadan emekli edilmesine kimse sıcak bakmıyor. Kendisi dillendirmiyor ama Sayın Cumhurbaşkanının da emekli olmak gibi bir isteği olmadığını zannediyorum. Milliyetçi-muhafazakâr kesim Tayyip Bey'in Cumhurbaşkanı, Abdullah Bey'in de Başbakan olmasını arzu ediyor. Bunun dışındaki formüller bana çok gerçekçi ve uygulanabilir gelmiyor açıkçası. Başbakan bu formülü benimsiyor mu, Sayın Cumhurbaşkanı böyle bir koltuk değişimine nasıl bakıyor onu bilmiyorum. Ama şunu iyi biliyorum ki, hem Tayyip Bey, hem de Abdullah Bey testinin çatlamasına, kalenin surlarında delik açılmasına izin vermezler. Nitekim Sayın Cumhurbaşkanı dün kırgınlığının, Başbakanla ilişkilerini nasıl etkilediğinin sorulması üzerine, "Tayyip Bey ile ilişkimiz kardeşlik hukukunun ötesinde" cevabını verdi. Bence anahtar cümle budur. "Günü gelince oturup konuşur, en doğrusunu yaparız" cümlesi ise ikinci anahtar cümledir. Sayın Gül karar süreçlerine dahil olmak istiyor. Her kararın istişare ile alınması gerektiğini düşünüyor, "birlikte karar alalım" diyor. Ellerini ovuşturanların, işte birbirlerine düşürdük diyenlerin hevesleri kursağında kaldı. Bu kervanı hazırlayıp yola çıkaranlar istişare ile her engeli aşarlar. >> Özkök daha ne desin? Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral Hilmi Özkök'ün açıklamaları ile Ergenekon Davası'na ilişkin birçok tereddüt ortadan kalkmış oldu. Şener Eruygur'un hazırlattığı Ayışığı ve Yakamoz adlı darbe planlarının sunumlarını gördüğünü söylüyor. Balyoz plan seminerinde amacın dışına çıkıldığını, seminerin siyasetçilere yönelik bir plana dönüştürüldüğünü ve bu planla ilgili astlarını uyardığını belirtiyor. Uyarısına rağmen Balyoz çalışması yapılmış. Emre itaatsizlik etmişler. "Kuvvet komutanları AK Parti'yi devirmek için muhtıra önerdi" diyor. Kendisi "hayır" deyince kimi Balyoz'u, kimi de Sarıkız ve Ayışığı'nı hazırlamış. Bu hazırlıkları sunum halinde kendisi görmüş. Bir plan seminerinin bir darbe provasına dönüştüğünü kabul ediyor. Ülkemizin askerî vesayetten ve darbe alışkanlığından kurtulması için tarihî bir öneme haiz olan Ergenekon Davası'na tanıklığı ile ciddi bir katkı verdi Sayın Özkök. Sayın Özkök'ün açıklamaları ile Çetin Doğan, Şener Eruygur, Aytaç Yalman dahil birçok sanık aleyhine dava daha da güçlenmiştir. Ayrıca "28 Şubat bin yıl sürecek" diyen Kıvrıkoğlu'nun, Hilmi Özkök'ün Genelkurmay Başkanlığı'nı engellemek için hangi yollara başvurduğu da resmen tescillendi. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, tüm bu açıklamalara rağmen, "Özkök'ün ifadesi sonrası dava çökmüştür" diyebiliyorsa, yeni CHP'nin, eski CHP'den bir farkı olmayacağını teyit etmiş olur. Allah akıl versin. Bence CHP'nin iddiaları çöktü.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.