Ne oldu şimdi?

Pazarlama denilince aklıma sevgili İsmail Kaya Hocamız'ın bu konudaki objektif değerlendirmeleri geliyor. Kendisi gerçekten iyi yetişmiş 'Pazarlama Usta'larımız'dan biridir. Bu satırlara gözü takılırsa hemencecik sevimli yüzü kızaracaktır. Bu da onun kusuru olsun. İşte kavrayabildiğim kadarıyla bugün olimpiyatları pazarlama zaviyesinden masaya yatırmayı deneyeceğim. Ne oldu şimdi? Binlerce genç çok büyük sıkıntılara, eziyetlere hatta -Çin gibi bazı ülkelerde- bebekliklerinden itibaren işkencelere maruz kalarak madalyalara uzandı. İşte bu 'madalyalar' binlerce yıldır siyasî ve iktisadî hırsları gölgelediler. Bu manada spor müsabakaları insanoğlunun bir 'Tüketim Canavarı' haline getirilmesi için verilen 'Pazarlama Savaşlarının' en önemli araçlarından biri haline getirildi. Dikkatli bir göz bu biri bitip diğeri başlayan mahallî, millî, milletlerarası her çeşitten spor müsabakalarının bütün insanlığı saran bir?ahtapot?haline geldiğini?görür.?Bu?insanoğlunun alınterini?sömürmenin en kibar ve zarif yolu olmuştur. Sadece sportif hiçbir faaliyette kullanılmadığı halde sırf marka?ve?moda?olarak?kullanılan 'spor ayakkabı' ve bütün dünya çocuklarının sırtlarında taşıdıkları 'futbolcu formaları'na sarf edilen milyarlarca?dolar?bile?bunu?çok?güzel açıklar. En son örneğini, 'Londra Olimpiyatları'nı ele alalım. Açılış ve kapanışı için akıl almaz paralar harcanan bu 'oyunlar' esnasında milyarlarca 'insan'ın açlıktan kıvrandığını hatıra getirecek hiçbir motif göremedik. Tabii göremezdik, görseydik belki birkaç dolarcığımızı 'Pazarlama Canavarlarından'?kurtarıp?o insanlar için vermeyi düşünebilirdik. İşte 'Pazarlama' insanoğlunun benliğini ve ruhunu avucunun içinde böyle tutuyor. Ümit edelim?ve?dileyelim,?insanlık?sırf?kendini düşünmek?zilletinden?kurtulsun?ve 'diğerleri' için de?bir?şeyler?yapmanın?huzuruna?kavuşsun. Kadir Geceniz mübarek olsun. İsmail Hocam 'sürçü lisanımız affola'!