Şimdi sıra bizlerde

'Şu anda Türkiye dünyayla rekabet edebilecek bir ülke olmanın asgari şartlarına kavuşmuştur' dersek abartmış olmayız. Artık ne iş adamlarını zora sokan 'Türk Parasını Koruma Kanunu' ve benzeri hukukî cendereler, ne de ülkelerin rejim ve inanışlarına bakılarak geliştirilen manevî cendereler söz konusudur. Bizden sonraki nesle komik gelebilir ama yıllarca bizler doğuya, güneye, kuzeye doğru bakamazdık. Mesela Orta Asya'daki Türk kavimleriyle ilgili bir şey söylesek 'Turancılıkla', Orta Doğu ile ticaret yapmayı gündeme getirsek 'Gericilikle', Kuzeye yönelsek 'Komünistlikle' suçlanmaktan korkardık. Korkmakta da haklıydık, çünkü bu tür suçlamalar etkili olur, takibata bile uğrayabilirdik. Son yıllarda yaşadığımız 'Yeşil Sermaye' fişlemesi bunun en son örneklerinden biri idi. Şimdi artık iş dünyamız daha geniş düşünebilme ve büyük hedeflere yönelebilme imkânına kavuşmuş görünüyor. Bu noktadan itibaren hepimize düşen, öncelikle siyasi ve iktisadi istikrar ortamını zedeleyecek davranışlardan kaçınmak, daha sonra da şirketler bazında kaynaklarımızı en rasyonel şekilde kullanarak üretimimizi, iç ve dış ticaretimizi geliştirmek olmalıdır. Artık eskiden kalma davranış kalıplarımızı sorgulamak ve iyileştirmek zorundayız. Mesela elinde koca koca bavullarla gelen kuzeyli komşularımıza en kalitesizi en pahalıya satma lüksümüz yoktur. Turisti (affedersiniz) yolunacak kaz gibi göremeyiz. Kaliteyi artık hayat tarzı olarak benimsemek zorundayız. Çünkü ucuz, hızlı ve kaliteli üretmek artık rutin bir durumdur. Müşterilerimizin gelecekteki ihtiyaçlarını kestirip onlara şimdiden farklı çözümler sunabilecek 'yenilikçi şirketlere' ihtiyacımız var. Bütün şirket ve kuruluşlarımız bu anlayışa uygun kültürü oluşturmak için kafa ve gönül yormak zorundadırlar. Artık çalışanların 'zamanları' yanında onların 'Enerjilerini' iyi yönetmeden başarılı olmak mümkün değildir. Bu yüzden gönülden katılımı sağlayamayan şirketlerin geleceğin iş hayatında devam etmeleri zordur. Zira müşterinin sadakati çalışanın sadakati ile doğru orantılıdır. Sadık müşteri ise işin olmazsa olmazıdır...