Demokrasi krizleri

A -
A +

Bu ülkede medya üzerine yapılan tartışmalar sona ermiyor. Çünkü, medya; kitleleri bilgilendirmenin ötesinde, düşünmekten uzaklaşan milyonlarca insanı yönlendirmeye devam ettiği ve diğer adıyla 'güç bölen' olduğu müddetçe kavga bitmiyor... Dünyanın gelişmiş ülkelerinde her geçen gün anlamsızca yapılan'tavır gazeteciliği' sona eriyor... Bizde, hâlâ belirleyici rol üstlenme isteğindeki ısrar yüzünden her geçen gün daha fazla itibar kaybediyor... Mesleğe ilk başladığım 83'lü yıllarda Ankara'da bir dostum demişti ki; -Gazetecinin sevilmeyeni makbuldür, sen de sevilen gazeteci olmaya çalışıyorsun! Belki o günlerde o dost sözünün ne anlama geldiğini anlayamamıştım ama zaman geçtikçe ne demek istediğini daha iyi anlamıştım... * Başbakan Erdoğan sürekli medya patronlarına, yazarlarına ve yöneticilerine kızıyor... Aklımıza merhum Fethi Gemuhluoğlu geldi. Bir gün dostlarına Moskova'da yayın yapan Komünist Radyosu'ndan dert yanarak demiş ki; - Bu radyo her gün bana küfür ediyor! Dostları da demiş ki; -Üstadım, zaten o radyo sizi methetmeye başlarsa biz sizin yanınızda durmayız ki! * Chomsky Medya Gerçeği eserinde nasıl bir okuyucu isteniyor sorusuna cevap olarak diyor ki; -Egemen olan toplumsal düzen çerçevesinde, sıradan insanlar düşünce, tartışma ve karar sürecine katılan unsurlar olarak değil, bir manüplasyon nesnesi olarak kalmalıdırlar. Bu ülkedeki medyanın da okuyucusunu koyduğu yer burası... Tıpkı siyaset ve siyasetçinin seçmene bakışı gibi... Başbakan Erdoğan ülkenin gündemindeki olayları kendi penceresinden bakarak yazan ve çizenlere kamuoyu önünde vurdukça bilmeli ki, onları büyütüyor... Başbakan Erdoğan'ın danışmanları ise aleyhte yazanları okumaya bayılıyor... Unutmayalım ki, AK Parti'nin yüzde 47'sini etkileyen kişiler arasında o kızılan yazarlar yok... Seçmen onların kim olduğunu çok iyi biliyor... Tıpkı dünya sineması gibisiniz... İyi adamlar kötü adamların hikâyelerini filme çekiyor... Ve nedense kötü adamların hikâyesi gişe rekoru kırıyor... Baba filmi klasikleşti... Namusuyla yaşamaya çalışan bir öğretmen, bir gazetecinin veya bir yazarın hayat hikâyesi değil... Bir mafya babasının hikâyesiydi... Başbakan Erdoğan'ın ise iyi şeyler yazan, söyleyen ve çizen adamlardan bahsettiğini daha duyan olmadı... Başbakan Erdoğan, rolünü oynayanlarla değil o rolü dağıtanlarla hesaplaşmaya gidecek... Bu olmadığı müddetçe daha çok demokrasi krizleri yaşarız!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.