Türkiye'nin Suriye politikası doğru yolda

A -
A +

PKK terör örgütünün eylemlerini artırması, Şemdinli'deki girişimi ve Gaziantep'te sivilleri hedef alan katliamının arkasında Türkiye'nin Suriye politikasının etkisi tabiî ki var. Ancak Temmuz 15'ten bu yana PKK'nın eylemlerini yoğunlaştırmasının tek sebebi bu değil. Örgüt 2012 yılını bölge halkının direnişe katılacağı bir yıl olarak ilan etti. Strateji değişikliğine gitti. KCK'nın yargı organlarınca etkisiz hale getirilmesi planlarını bozsa da örgüt bu hedefinden vazgeçmedi. Suriye rejimi ile İran'ın ve hatta Irak'taki Maliki hükümetinin, PKK'yı Türkiye'ye karşı eylem için teşvik ettikleri söyleniyor. Esad rejiminin ayakta kalmasını isteyen Şii yönetimler; Türkiye'ye karşı iyi şeyler düşünmüyorlar. Türkiye'nin bölgesel meselelerden kendi iç sorunlarına dönmesi-içe kapanması için PKK'yı eyleme teşvik ediyorlar olabilirler. Ama unutmayalım ki Suriye'deki gelişmeler olmasaydı da PKK'nın saldırıları devam edecekti. Suriye olayı olunca PKK İran'dan ve Maliki hükümetinden destek almış, bu destek PKK'yı daha cesur davranmaya itmiş olabilir. Fark sadece budur. Bazıları G.Antep'te patlayan bombaların sebebini hükümetin Suriye politikasında arıyorlar. Bu doğru ve yeterli bir değerlendirme değil. Önceki yıllarda yaklaşık 450 sivili katleden PKK aynı PKK. O zaman Suriye meselesi mi vardı? PKK Suriye ve İran gibi ülkelere taşeronluk yapabilir. İran'ı bilmem ama PKK yıllarca Suriye için taşeronluk yaptı. Baba Esad'a hizmet etti. Şimdi de oğul Esad'a hizmet ediyor. Baba Esad teröristbaşını yıllarca barındırdı. O zaman Suriye sorunu mu vardı? Esad ailesi dün de PKK ile iş birliği yaptı bugün de yapıyor. Ayrıca Esad gibi bir diktatör PKK'yı bize karşı kullanacak diye Türkiye komşusundaki yangına seyirci mi kalsaydı? Kapımız, penceremizi kapatıp "bize ne" mi deseydik? Baas rejiminin bombalarından kaçarak sınırlarımıza dayanan kardeş Suriye halkını geri mi döndürseydik? Veya yıllardır yaptığımız gibi tarafsız kalma adı altında ortadan tüyüp tribünden olayları mı izleseydik? Buna benzer bir politikayı Birinci Körfez Savaşından itibaren Irak'ta izledik. "Biz bulaşmayalım-tarafsız kalalım" dedik. Elin oğlu taa Okyanus'un ötesinden gelip Irak'ı yeniden dizayn etti. Kuzey'de bir yapı kurdu. "Gel birlikte hareket edelim, sen de masada ol" dedi. Biz "Hayır. Biz tarafsız olacağız tribünde kalacağız" dedik. Onlar da "Paşa keyfin bilir" dediler. Irak'ın kuzeyini Barzani'ye, orta ve Güney kısmını İran yanlısı Maliki'ye, petrol kuyularını da kendi şirketlerine emanet edip gittiler. Biz de hiçbir sözümüz para etmeden kenardan olup biteni izlemekle yetindik. Tarafsızlığımız daha doğrusu ürkekliğimiz sayesinde Barzani Kuzey Irak'ın tek hakimi oldu, PKK da Kuzey Irak'a ve Kandil'e yerleşti. Hükümetin politikasını eleştirenler Türkiye'nin Suriye'deki gelişmelere Irak'ta olduğu gibi kenardan bakmasını istiyorlar. Ama Türkiye Irak'ta edindiği kötü tecrübe ile Suriye'de aynı hatalara düşmek istemiyor. Bazı köşe yazarlarımız İran ve Suriye istihbaratının kara propagandasından etkileniyorlar. Türkiye'nin Suriye'de muhaliflerle birlikte Esad'a karşı savaştığını ileri sürecek kadar dezenformasyonunun etkisindeler. Şii dünyasını rahatsız edecek ne yaptı Türkiye? Kendi halkına bomba ve kurşun yağdıran bir diktatöre karşı kardeş Suriye halkının yanında yer alıyor. Tüm tahriklere rağmen Suriye topraklarına girmiş bir askerimiz, düşmüş bir bombamız yok. Desteğimiz bize sığınanlara barınacak ortam hazırlamak ve Esad'ın katliamlarına karşı çıkmak. Uzun ve orta vadeli çıkarları ile ahlaki ve insani değerleri Türkiye'nin Suriye politikasının doğru olduğunu gösteriyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.