Terörist başından müzakereci olur mu

A -
A +

Bazen aklıma absurd çözüm yolları geliyor: Mesela tam bu günlerde İmralı'daki terörist başını salsak.. Git Kandil'dekilerle görüş, örgütün ileri gelenlerini topla, İngilizlerle görüş, Amerikalılarla görüş, son durumu bir anla gel, desek ne olur. 1) Adam gider bir daha gelmez. 2- Yola çıkar çıkmaz öldürülür, suç üstümüzde kalır. 3- Kandile kadar gider ama diğerleri tarafından satılmış muamelesi göreceği için örgüt üzerinde ağırlığı kalmaz. 4- Başkaları kendi emelleri için kullanır işimiz daha da zorlaşır. 5- Biz adamı salar salmaz terörü daha da tırmandırır bütün hesaplarımızı boşa çıkarırlar. Siz on ihtimal daha ilave edebilirsiniz.. Ben faydasının zararından çok olacağını, en azından tarafların beklemedikleri bir hamle olacağı için uzun bir süre bocalayacaklarını düşünüyorum. Hatta ben olsam, gizli gizli de salmam.. Çıkışında canlı yayında demeç alır, kamuoyu ile paylaşırım. .............. Deniliyor ki; -Ne zaman çözüme yaklaşılsa, barış gündeme gelse, birileri düğmeye basıyor çözümü engelliyor, terörü tırmandırıyor.. Çözümü konuşulamayacak hale getiriyor. Bu iddiaya ilk örnek 93'teki 33 erin şehit olması gösterilir. Tam çözüm konuşulmaya başlanmıştı ki, 33 er şehit oldu. Tam Kürt açılımı rayına giriyordu ki, Habur girişindeki şenlikler işi bozdu. Yahut tersi; Tam terörle mücadelede üstünlük elde ediliyordu ki Uludere olayı patladı. Güvenlik güçlerinin eli kolu bağlandı. Bu ne anlama geliyor? Başaramıyoruz demenin dolambaçlı yollardan kabulü.. ... Devlet teröristle pazarlık yapmaz. Devlet ne yapar? Terörle mücadele eder.. Kaç sene eder.. Gerekirse 50 sene.. E buyurun o zaman edin. Ederken de zayiata, vahşete, gözyaşına razı olun.. Olalım. İş çığrından çıktı, müzakere edelim.. Devlet müzakere etmez. Tamam etmeyelim mücadele edelim.. Hergün şehit hergün şehit işin sonu nerede bitecek. Kamuoyuna alternatif çözümü nasıl kabul ettiririz tedirginliği de hep var. Bu da kamuoıyunun kontrolümüzde olmadığının dolaylı itirafı anlamına geliyor. Habur olayı gibi.. Tam yağmur fırtına dindi, güneş açacak derken halay eşliğinde teröristler Bahçeli'nin dediği gibi Umreden dönüyormuşcasına karşılandı.. Ardından birileri kamuoyunu dürttü.. Sonra yahu açılım dedikleri bu muydu.. Katilleri davul zurna ile karşılamak mıydı dedi.. Herşey bitti. Bu ihtimalleri neden hesaba katmadan böyle bir işe yeltendiniz.. Bu da başarısızlık.. Kürt'ü 30 yılda kabul ettik. 30 sene önce karda yürürken kart kurt sesi çıkaran Türklerdi. Üniter devletin tek yol olmadığını bakalım ne kadar zaman sonra kabul edeceğiz ya da etmek zorunda kalacağız. İrade bizim.. 30 da olabilir 3'te.. Dik duracaksak sızlanmayalım. Sızlanacaksak alternatifleri değerlendirelim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.