Geleceğimiz güvende

Dün, Ankara'da Arena Spor Salonu'nda iktidar partisinin 4. Olağan Kongresi'ne katıldık. Kongre salonunun hazırlanmasından tutun da; ses düzenine, salonun süslenmesine, salon dışında kalan izleyicilerle ilgili alınan tedbirlere kadar profesyonel bir hazırlık yapılmıştı. AK Parti bu işleri iyi beceriyor. İşin iletişim ayağından icrasına kadar mükemmel bir halkla ilişkiler başarısı sergilediler. Salonun hem içi hem dışı çok kalabalıktı. Gençlerin ve kadınların oranı yüksekti. İyi bir heyecan vardı, salonda. Hamas lideri Meşal, salona girişte en çok alkışlanan yabancı siyasetçiydi. Dünya medyasının kongreye büyük bir ilgisi vardı. Yiyecek-içecek ikramından tutun da ilk yardım hizmetine kadar tüm ayrıntıların düşünüldüğünü gördük. Salonda coşku vardı, eğlence vardı ama kavga-itişme-kakışma-düzensizlik yoktu. Başbakan'ın salona gelişi çok görkemliydi. Sayın Başbakan önce salon dışındakileri selamladı sonra eşi ile birlikte salonun dört bir yanını dolaşarak katılımcılara selam verdi, karanfiller attı. Başbakan konuşmasına Sezai Karakoç'un "Sürgün ülkeden başkentler başkentine" şiiri ile başladı. Konuşmanın girişinde önce Türkiye'yi sonra da eski Osmanlı coğrafyasını selamladı. Salon tam bir Türkiye fotoğrafını yansıtıyordu; Kapalısı, açığı, muhafazakârı, moderni, genci, yaşlısı, erkeği, kadını... Ülkemizin tüm renkleri doldurmuştu salonu ve çevresini. Balkanlar'dan Kafkasya'ya, Avrupa'dan Asya'ya, Orta Doğu'dan Afrika'ya kadar her coğrafyadan önemli misafirler vardı salonda. Hakkını teslim etmek lazım, Başbakan Erdoğan müthiş bir hatip. 57 sayfalık ve 2.5 saat süren bir konuşmayı salonun ve salon dışındakilerin nabzını sürekli elinde tutarak sürdürdü. Bugüne kadar 11 yıl boyunca neler yaptıklarını anlattı. AK Parti siyasetinin temel ilkelerine vurgu yaptı. Herhalde fazla zaman kalmadığı için yapılacakları da 63 maddelik bir liste halinde bizlere dağıttılar. Sayın Başbakan'ın "yüzde 99 oy alsak da yüzde 1'in hakkını korumak boynumuzun borcu" yaklaşımını önemsiyorum. Konuşmasında, Türkiye'deki her kesimi kucaklamaya çalıştı. Hiç kimseye yaşam tarzı dayatmayacaklarını tekrar hatırlattı. 11 yıl boyunca, "Hiç kimsenin yemesine, içmesine, giyimine, kuşamına, yaşayışına karışmadık, tercihlerine karışmadık, bugün de, yarın da karışmayacağız" sözleri ile tüm toplumu kucakladıklarını ifade etti. Başbakan anlattıkça 11 yılda Türkiye'nin nereden nereye geldiğini insan daha iyi fark ediyor. Başbakan Erdoğan'ın Kürt kökenli vatandaşlarımıza yaptığı, "Bugünden itibaren, biz yeni bir sayfa açmak, o sayfayı da Kürt kardeşlerimle birlikte doldurmak istiyoruz" çağrısı çok önemliydi. Başbakan, Kürt kardeşlerimizin teröre karşı çıkmasını ve sesini yükseltmesini istiyor. "Sorunları şiddete teslim olarak değil, siyasetle çözelim" diyor. "İnadına demokrasi, inadına barış, inadına kardeşlik" diyen Başbakan, Kürt halkından sürece destek istiyor. Teröristlerle kucaklaşan ve âdeta onların siyasi uzantısı gibi davranan siyasetçilerle bu sorunu çözemeyeceğini bilen Başbakan bu sürece halkı dahil etmek istiyor. "Önümüzdeki 11 yıl boyunca da herkesin yaşam tarzı, tercihleri bizim teminatımız altında olacak" garantisini verdi Başbakan. Başkanlık sisteminin tartışılmasını istedi. Yeni Anayasa'da gerekirse MHP ile yola devam edip sonuç alacaklarının işaretini verdi. Kişi başına milli gelirin 25 bin dolara yükseldiği, işsizlik oranının yüzde 5'lere indiği bir ekonomik hedef verdi. Koltuğa yapışıp kalmayacaklarını, gençlerin önünü açacaklarını ancak veda etmeyeceklerini, mola vereceklerini belirtti. Başbakan, son kez genel başkanlığa seçildi. Cumhurbaşkanlığına aday olduğunda ve seçildiğinde bu koltuktan ayrılacak. Yeni dönemin yol haritası denebilecek 63 vaadin içinde de önemli başlıklar var. AK Parti, Türkiye'nin geleceği için önemli bir aktör. Dün o salonda çizilen rota, verilen hedefler geleceğimiz için önemli. Ben bu insanlara güveniyor ve inanıyorum. Geleceğimiz çok şükür ki güvende.