Mevzu anlaşıldı

A -
A +

Alex konuşacak denildiğinde ben de hemen televizyonun başına geçtim. Çünkü bu tartışmalardan bizim köşeye de bir 'çorba' çıkacağını düşünmüştüm. Doğrusu yönetim işiyle uğraşan herkesin baştan sona dinlemesi gereken bir konuşmaydı. Alex gerçek bir profesyonel ve bunun yanında sağlam bir ruh yapısına sahip bir insan olduğunu konuşması ve beden diliyle ortaya koydu. Hiç kimseye iftira etme niyetinde değildi, olan biteni hiçbir komplekse kapılmadan anlatma olgunluğunu gösterdi. Bir takımı en çok bozan şeyin 'takımda iki başlılık' olduğunu bu köşenin okuyucularına defalarca söylediğimi hatırlıyorum. Ne Aykut Kocaman'ın ne de Alex'in aşırı derecede çatıştığını söyleyemeyiz. Ancak Aykut Kocaman tayinle gelen bir yönetici olmanın havasına kapılarak ilk günden bu oyuncuya tavır koyunca, takımda iki başlılığın başladığı anlaşılıyor. Çünkü Alex sekiz yıldır sürdürdüğü başarılı oyunculuğu ve futbol dünyasının kanı kaynayan delikanlılarında var olan 'havalı haller'le malul olmayışı sebebiyle takımda tabiî olarak 'liderliğe' layık görülmüştü. Teknik direktör ve kaptan arasında ilk günden itibaren ortaya çıkan sessiz savaş sinirleri tabiî olarak germiş ve Alex'in erken ve bizim ananemize uygun olmayan tarzda ayrılmasına yol açmıştır... İş hayatında da hep rastlanan bir durumdur bu. Özellikle bizim gibi büyümesi biraz da 'hızlıca' olan ülkelerde şirketler de hızla büyürler. Sonra şirket 'kurucu babanın' yönetmekte zorluk çektiği büyüklüğe ve karmaşıklığa ulaşınca etrafta 'kurumsallaşmamız lazım, bu iş böyle yürümez' çığlıkları duyulmaya başlar. Kurumsallaşmanın sadece 'iyi bir genel müdür tayin etmek' olarak anlaşıldığı şirketlerde, alelacele tayin edilen, gerçekten çok bilgili ve tecrübeli 'Sayın! Genel Müdürle' şirkete yıllarını vermiş ve şirket çalışanlarının gönülden bağlı oldukları bir 'Usta' arasındaki gerginlik şirketi iki başlılığa sürükler. Sonunda taraflardan biri gider. Şirket de yoluna devam eder. Ama ilk günden itibaren bu iki 'yönetici gücü' iyi dengeleyen şirketler daha uzun ömürlü ve istikrarlı başarılara imza atarlar. Bu güçler arası dengeyi sağlayacak olan da şirketin patronudur. Patron oturaklı bir kişiliğe sahipse bunu başarabilir, değilse takım karışır, sonra yeni bir denge kurulur, herkes işine bakar, zaman da akar gider. Bu hikâye de burada biter.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.