Esad ve Kılıçdaroğlu'nu kaybetmek

A -
A +

Merkel'in Yunanistan'ı ziyaretinden bir gün sonra Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile birlikte Atina'ya geldik. Atina'da Merkel'e duyulan öfke müthiş idi. Ekonomik krizle boğuşan Yunanistan'da, Merkel'in ziyaretine halkın büyük tepkisi var. Göstericiler Atina'nın altını üstüne getirmişler. Göstergelere ve borç durumuna bakıldığında Yunanistan'ın geleceği parlak gözükmüyor. Mevcut sıkıntıları birkaç yılda atlatması çok mümkün değil. Yunan Dışişleri Bakanın davetlisi olarak Atina'ya gelen Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun geziden maksadı, Türkiye ile Yunanistan arasında ilki yapılan yüksek düzeyli stratejik işbirliği konseyi (YDSK) toplantısının tarihini ve gündemini belirlemek. İlki Atina'da yapılan YDSK toplantısının ikincisinin 2013 Şubat ayında Ankara'da yapılması planlanıyor. Başbakan Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Samaras'ın başkanlık edecekleri ortak kabine toplantısında, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin artırılması için atılacak adımlar masaya yatırılacak. Davutoğlu'nun ziyareti bir çalışma ziyareti niteliğinde. Gezinin benim için en ilginç bölümü İstanbul'dan gelen Rumların yaşadığı Palio Faliro semtine yaptığımız ziyaret ve Rum toplumu temsilcileriyle yapılan görüşmeler. Türkiye, onları hâlâ kendi vatandaşları olarak görüyor. Bakan Davutoğlu Rum toplumunun temsilcilerinin önde gelenleriyle akşam yemeğinde bir araya geldi ve onlarla çok yakından ilgilendi. Hükümetin Suriye ile ilgili takip ettiği politikalar nedeniyle eleştirilen Bakan Davutoğlu ile Suriye konusunu detaylı konuştuk. Bakan Davutoğlu Türkiye'nin Arap baharının başladığı günden bu yana Güney Afrika ve Ortadoğu'da çok aktif dış politika izlediğini, tavrını halklardan yana koyduklarını söylüyor. "Biz bu doğru tercihler sayesinde Mısır'ı, Libya'yı, Tunus'u, Yemen'i ve Suriye halkını kazandık. Bu süreçte tek kaybımız var. Beşar Esad'ı ve Kılıçdaroğlu'nu kaybettik. Bu kayıplar Suriye halkını ve Arap sokağını kazanmaya fazlasıyla değer" diyen Davutoğlu, Suriye hariç komşularımızla 'sıfır sorun' stratejisinin işlediğini vurguluyor. "Suriye'de başından itibaren halkına bomba yağdıran Esad'ın yanında yer alsaydık bugün bunu dünyaya nasıl anlatabilirdik" diyen Davutoğlu, CHP liderinin kendi ülkesini medeni dünyaya şikayet ettiğini, yalan-yanlış bilgilerle 'ispiyonculuk' yaptığını söylüyor. 'Apaydın Kampında muhaliflere eğitim veriliyor' iddiasını dünyaya duyuran Kılıçdaroğlu'nun doğru olmayan bilgilerle kendi ülkesini zorda bırakmaya çalıştığını ifade ediyor. Bakan Davutoğlu tarih vermiyor ama Esad rejiminin ömrünün aylarla sınırlı olduğuna inanıyor. İran ve Rusya dahil, Türkiye'nin Suriye ile ilgili aldığı kararları yanlış bulan bir ülkenin olmadığını belirtiyor. "BM'nin Suriye ile ilgili karar almaması dökülen kanı artırıyor" diyen Bakan Davutoğlu Kılıçdaroğlu için "Siz hiç Türkiye Cumhuriyeti hükümetini savaş istiyor diye dünyaya şikayet eden bir ana muhalefet lideri gördünüz mü?" diye soruyor. Türkiye'nin Suriye konusunda tek başına hareket etmeyeceğini BM, NATO ve Arap Birliği ile birlikte hareket edeceğini belirten Davutoğlu, Türkiye'nin Suriye'deki bütün olası gelişmelere ilişkin alternatif planlarının hazır olduğunu kaydediyor. 100 bin göçmen sınırının psikolojik bir sınır olduğuna, BM'nin artık Suriye'nin içinde insani yardım koridorları oluşturmasının gereğine işaret ediyor. Sayın Bakanı dinlediğimizde Suriye meselesi nedeniyle bazı komşularımızla konjonktürel sorunlarımızın olduğu, ancak bunların geçici olduğu görülüyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.