Kelimeler müzesi

Duruş ya da davranış bozukluğu konusunda bir sıralama yapılsa birinciliği kimseye kaptırmayız gibi görünüyor... 'Vefa' İstanbul'da bir semt adı olmaktan dahi çıkartılmış ve 'Kelimeler Müzesi' ne gönderilmiş... Anlamını yitirmiş bir kelime işte... Buna 'adam gibi adam' sözünü de ilave etmek gerekiyor... Son yüz yılda içine düşülen duruş ya da davranış bozukluklarını anlatan milyonlarca hikâyenin fotoğrafı arşivden çıkartılabilir... Çok fazla gerilere gitmeye gerek yok... Sadece son bir aya veya bir güne bakmak yeterli... * İşte birkaç örnek... Kim oldukları önemli değil... Adam, siyasetçi... İktidar partisine ve liderine yıllarca vurdukça vuruyor... Söylenmeyecek sözleri söylüyor, yetmiyor iftira ve hakaret ediyor hem de kamuoyunun önünde... Kalabalıklar ise alkışlıyor... Sonra bakıyoruz ki o iftiraları atan adam ya da adamlar, aleyhinde konuştuğu partiye transfer olmuş... Bu defa da methiye dizmeye başlıyor... Hangisi doğruydu? sorusu bunlara sorulmuyor... * Söylenen o ağır sözler eskidi ve siyasi kelimeler müzesine postalandı ve nasıl olsa kimse hatırlamıyor... Alkışlayan kalabalıklar kayıplara karışıyor... Kimse adamın ya da adamların yakasına yapışıp; -Hangisi sensin? diye soramıyor... Kimileri dönek, kimileri değişim diyor... Kimileri de 'siyaset böyle olmalı' diyor... Yani siyasetçilerimize miras kalan 'dün dündür' formülü artık hayatın her alanına uydurulmuş... Yazar, aydın, gazeteci, bürokrat ve kamuoyu çok mu farklı! Hepsi aynı yolun yolcusu... Ya gücün yanında yer alıyor, alamayanlar da muhalefet gemisinde karın tokluğuna kürek çekiyor... Ve kayıkçı kavgalarına devam ediyor... Asgari müşterek rotası yakalanıyor ve hakaret ve iftiralar Kelimeler Müzesi'ne gönderiliyor... Ve ardından da "geçmişi hatırlayanın bir gözü kör olsun" deniliyor... Kimse de çıkıp; -Lakin unutanın da iki gözü kör olsun! diyemiyor... İnsanlara dair bal mumundan, taştan ve mermerden yapılan heykellerin sergilendiği müzelerin sayısı çoğalıyor ama Adamlar Müzesi daha henüz yok... Bu ülkede öyle garip bir insan topluluğu var ki, kendini pusulaya benzetiyor... Nereye dönerse oranın kıbleyi gösterdiğini sanıyor... Ülkenin, öncelikle kendini pusula adam zannedenlerden yakasını kurtarması gerekiyor...