İnovasyon!

'Yeni!' Dikkat ederseniz piyasadaki birçok mamulün ambalajında bu ibareyi görürsünüz. 'Yeni Deterjan' 'Yeni Şampuan' 'Yeni Hizmet'... Çünkü insanoğlu devamlı yenilik ister. Aksi takdirde uzayın derinliklerinde dönüp duran bu koca dünyada canı sıkılır. Bu gerçek Osmanlı Kültüründe 'Küllü cedidin lezizün' deyişiyle bilinirdi. 'Her yeni şey tatlıdır' diye çevirebiliriz günümüz Türkçesine... Dünya ticareti globalleştikçe insanoğlunun seçme hürriyeti artmakta bu da o'nu yani 'müşteriyi' daha nazlı hale getirmektedir. İşte bu durum şirketlerin durmaksızın 'yeni mal ve hizmetlere' kafa yormasını gerektirmektedir. Yenilikçilik yarışında az bir yavaşlama şirketleri anında etkilemekte, birçok dev şirket kepenk indirmek zorunda kalmaktadır. Bunun en canlı örneğini mobil telefon piyasasında elan yaşamaktayız... Bundan iki üç yıl önce burnundan kıl aldırmayan Nokia, Motorola, Ericsson, Sony-Ericsson gibi birçok şirket yenilikçi kültürün zirvede olduğu Apple karşısında diz çökmüş durumdalar. Peki bundan bize ne? Bize şu: Bu 'inovatif şirket kültürü' denilen kavram sadece büyük şirketlerin dert edinmesi gereken bir şey değil. En küçük bir şirket bile yeni bir buluşla, yeni bir anlayışla, yeni bir iş akış şemasıyla, yeni bir iş süreci modeliyle harika sonuçlar alabilir. Bu son cümleden anladığınız gibi 'inovasyon' sadece yeni bir mal ve hizmet bulmaya yönelik bir çaba değildir. Şirketin her köşesindeki her türlü faydalı yenilik inovasyonun konusuna girer. Bu yüzden yıllardır bu köşede şirket kültürünün önemine vurgu yapmaya çalışıyoruz. İşte bu yenilikçilik kültürünün geliştirilmesi için sağlam bir misyona, basit ve anlaşılır bir vizyona, bu misyon ve vizyonu etkili stratejilerle gönüllere yerleştirecek, emreden değil hizmet eden liderlere ihtiyaç vardır diyoruz. Bu saydığımız kültür ögelerinin annelerimizin iğne oyaları gibi sabır ve fedakârlık gerektirdiğini söylemeye gerek var mı sizce? Nice bayramlara sağlık ve mutluluklar içinde kavuşmamız dileğiyle...