Kördüğüm

Cemil Meriç diyordu ki; -Bu tiyatronun seyircileri sağır. Sesini duyurmak isteyen nara atacak! Yani, Firavunları tahtından deviren bir nara gerekiyor... Bir başka güzel dost ise kavgalardan uzak durulması gerektiğinin altını ısrarla çiziyor ve diyordu ki; -İnsanlarla aramızı düzeltemeyiz... Allahü teala ile aramızı düzeltmeye bakalım! Bin yıldan beri bir arada yaşanmıyor... Kimse yaşayamıyor... Ezan seslerine kurşun sesi karışıyor... İslam ülkelerindeki sokaklarda bayram günü dahi kan akıyor... İnsanlar âdeta kurban ediliyor... Kurban Bayramında dahi silahlar susmadı, susturulamıyor... Kardeşi Habil'i kıskanarak öldüren Kabil'in dünyadaki ilk cinayeti işleyişinin ardından kaç bin yıl geçti bilinmiyor ama o günden beri insanoğlu öldürmeye doymuyor... İki metrelik çukura gideceğini unutuyor... Oysa kördüğümlerin çözüleceği ve hesapsızlığın hesabının görüleceği ötelerde kaçış yok... * Kurban Bayramında İslam ülkelerinde işlenen cinayetler; Afganistan'da 141, Pakistan'da 57, Suriye'de 19 ve Irak'ta 24 kişi öldürüldü... Ve bombalar hâlâ patlatılmaya devam ediyor... Myanmar'da öldürülen Müslümanların durumu ise başka bir üzüntü kaynağı... Vahşetten başka bir adı olmayan bütün bu cinayetler ne uğruna olabilir ki! İktidar koltuğuna oturabilmek için, yani başa geçmek... Ve baş olabilmek için... Üç günlük bir dünyada kalabalıkların başına geçmek için binlerce Müslümanın başına kurşun sıkarak, başını keserek elde edilen zafere kimin ihtiyacı var ki? Müslümanın kirli zaferlere ihtiyacı mı var? * "Kişiselleştirilmiş iktidar koltuklarında saltanatlarınızı sürdürebilmek için binlerce insanı öldürebilirsiniz!" Allahü tealanın böyle bir emri mi var? Şeytanların değirmenlerine sabahtan akşama kadar su taşıyanların sığınacakları hiçbir gerekçe yok! Kurban, Allahü tealaya yakınlık vesilesidir... Lakin kullarının kafasını keserek değil...