Demokratik Cumhuriyeti kutladık

Ulus'ta, bazı marjinal örgütlerin düzenlediği sonradan CHP'nin de siyasi şova çevirdiği gerilimli gösterinin dışında aslında Cumhuriyet Bayramı tüm yurtta coşku ile kutlandı. Bu yılki kutlamalarda milletle devlet yan yana geldi ve Cumhuriyet Bayramını belki de ilk kez birlikte kutladılar. Cumhurbaşkanımızın ev sahipliğinde yapılan resepsiyonda cumhurun bütün kesimleri, bütün renkleri yerlerini almışlardı. CHP Lideri Kılıçdaroğlu ve CHP'li vekiller hariç tüm siyasi partiler, bürokratlar, askerler, sanatçılar, iş adamları, STK'ların temsilcileri, sporcular, engelliler, kısacası herkes oradaydı. İnançları gereği başlarını örten bu ülkenin kadınları ilk kez horlanmadan, aşağılanmadan diğer hemcinsleri ile birlikte Köşk'te ağırlandılar. Kimse kimseden rahatsız olmadı, kimse kimseye kaşını çatmadı, yüzünü asmadı. Siyasi düşüncelerinden ve inançlarından, giyim-kuşam tarzlarından dolayı sakıncalı görülüp kamusal alanlardan uzak tutulan insanlar nihayet hatırlandı. Bu toplumun neredeyse yüzde 70-80'ini teşkil eden bir kesim yok sayılıp bu törenlere davet edilmiyordu. Bürokratik Cumhuriyetin geleneğinde sadece Kemalist düşünce ve yaşam tarzını benimsemiş seçkinler ve bürokratlar Cumhuriyet resepsiyonuna davet ediliyordu. Cumhursuz Cumhuriyet kutlamaları yapılıyordu. Son 10 yılda Türkiye bürokratik cumhuriyeti tasfiye edip Demokratik cumhuriyete dönüşmeye başladı. Yapılan reformlarla bürokratik Cumhuriyetin tüm unsurları demokratik anlamda değişime uğradı. Bürokratik cumhuriyetin imtiyazlı kıldığı bürokratik vesayet, elitler ve CHP'nin tek parti yönetiminden kalan alışkanlıkları bu değişime direnmeye devam ediyorlar. Önceki gün Ulus meydanında aradıkları Cumhuriyet Bürokratik Cumhuriyet. İsyan ettikleri konu değişim. Demokratik Cumhuriyetle kaybettikleri ayrıcalıklarını arıyorlar. "Cumhuriyet değerleri tehlikede" diyenler bürokratik cumhuriyetin tehlikede olduğunun farkındalar. Bunlar Cumhuriyet'in değil, kendi menfaat düzenlerinin yıkılmasından telaşa kapılmış durumdalar. Belki de aynı şeyi kutlamıyoruz. Onun için alternatif kutlama talep etmiş olabilirler. Cumhuriyet palavra atarak, gerginlik çıkartarak, içki sofralarında ateşli nutuklar atarak korunmaz. Ne diyor Başbakan Erdoğan; "Bize göre Cumhuriyeti korumak demek, Türkiye'nin Demokraside, ekonomide, dış politikada ve bütün alanlarda dünyanın en güçlü ülkelerinden biri haline gelmesi için çalışmak demektir." Sayın Başbakana katılıyorum; Cumhuriyet sloganlarla korunmaz. Bugüne kadar demokrasi ile taçlandırılmamış vesayet rejimi ile ülkemizin yönetildiği Bürokratik Cumhuriyet kutlandı. Bugün son 10 yıldır yapılan reformlarla, demokratik alanda atılan önemli adımlarla birlikte Cumhuriyetimizi demokrasi ile kısmen de olsa buluşturmuş durumdayız. Benim kutladığım Cumhuriyet Demokratik Cumhuriyet. Sokakları terörize ederek, marjinal örgütlerin peşine takılarak iktidar olunmaz. Ulus'ta 10 değil 100 bin kişi de toplasanız bu millet sandık başına gittiğinde her şeyi sarraf terazisi ile tartar. Siyasetçiler lütfen elinizi bu ülkenin ortak değerlerinden çekin. Cumhuriyeti; Atatürk'ü, bayramları siyasi şovlarınıza ve emellerinize alet etmekten vazgeçin artık.