Silivri'den 'Tahrir' çıkmaz

A -
A +

Silivri'de darbeciler için özgürlük mitingi yapanlar kendilerini nasıl solcu olarak takdim ediyorlar anlamıyorum. Ülkemizdeki Alevi-Sünni çatışmalarının mimarları kim? Alevi önderlerine suikast planlarını ben mi hazırladım? Hrant Dink cinayetinden tutun da Malatya ve Trabzon'da işlenen cinayetlerin arkasında kim vardı? Bütün ülke çapında misyoner avını ben mi başlattım? JİTEM'i kuranlar nerede? 'Ordu göreve' pankartı açanlar ile o pankartın önünde göğsünü gererek yürüyenler için mi Silivri'ye gittiniz? 'Ordu-millet el ele' diye slogan atanlarla aynı yürüyüşte, aynı gösteride ne işiniz var? İnce ince planlanmış darbe, suikast planları, illegal ilişkilerin yargılanması, 'demokratım' diyen insanları neden rahatsız eder? Silivri'yi Tahrir Meydanı'na benzetenlere soruyorum; 'İnsanlar Tahrir Meydanı'na daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi ve daha fazla hak ve hukuk için çıktılar. Oysa benim bildiğim Silivri'de yargılananlar demokrasiyi kesintiye uğratmak, özgürlükleri sınırlandırmak ve hukuku çiğnemekle suçlanıyorlar. Silivri meydanına davadaki hak ihlallerini, usul hatalarını protesto etmek için çıktıysanız söylenecek bir şey yok. Ama Silivri'yi Tahrir'le karıştırmayın. Çünkü her anlamda uzaktan yakından ilgisi yok. Silivri sanıklarının çoğu; suikast hazırlamaktan, komplo kurmaktan, cinayetler işlemekten, cunta faaliyetlerine katılmaktan yargılanıyorlar. Burada halk için işlenmiş bir suç yok. Marjinal grupları, bireysel mağduriyetleri anlamak mümkün. Peki 50 vekille Silivri'ye giden CHP'nin bu dava üzerinden oy devşirmeye çalışmasına ne demeli? CHP'nin öncülüğünde mahkemenin yuhalanması, mahkeme sıralarının yumruklanması ve CHP'li vekillerin mahkeme salonunda lahmacun yemesi yargının karşılaştığı ilk rezaletler. "Mahkeme davayı uzatıyor" diyenler şimdi davanın bitmesini engellemeye çalışıyorlar. Ne yaparsanız yapın, Ergenekon soruşturmasını itibarsızlaştıramazsınız. Davanın uzun zamana yayılması; hakkında basit iddialar olan bazı sanıkların uzun süre içeride tutulması bu davanın kusurlu yanlarıdır. İktidar partisinin, muhalefeti bu davalar sayesinde temizlediği iddiaları doğru değildir. Seçilmiş bir hükümeti komplolar ve illegal yollarla devirmeye çalışan devlet içindeki çetelere ve onların dışarıdaki uzantılarına muhalefet derseniz ona diyeceğim bir şey yor. Onları hukukun temizlemesinden doğal bir şey olamaz. Ergenekon sürecini yargı yürüttü. AK Parti bu sürecin arkasına siyasi iradesini koydu. Ergenekon soruşturması Türk siyasal sisteminde köklü sonuçlara yol açtı. Askerî ve bürokratik vesayet geriletildi. Devlet içindeki illegal yapılanmalar kısmen çökertildi. Asker şimdilik kendi sınırlarına çekildi. Günü geldiğinde adaletin er geç herkesin yakasına yapışabileceği algısı yerleşti. Millet iradesi anlamlı hale gelmeye başladı. Eğer engellemeler devam etmez ise bu dava baharda sonuçlanır... Esad için yolun sonu Tüm diktatörler gibi Suriye lideri Esad koltuğu sallandıkça daha fazla kan dökmeye başladı. Ancak gelen haberler Esad rejiminin can çekiştiğini gösteriyor. NATO Genel Sekreteri Rasmusen "Şam yönetimi çöküyor" dedi. Diğer yandan Beşar Esad'ın en güçlü destekçisi Moskova'dan muhaliflerin zaferinin yakın olduğu açıklaması geldi. Putin'in Suriye'den sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı; "Hükümet her geçen gün kontrolü kaybediyor. Muhalefetin zafer kazanma ihtimali göz ardı edilemez" açıklamasını yaptığına göre Esad'ın vaktinin azaldığı görülüyor. O da yolun sonuna geldi. İnşallah Suriye'deki kardeşlerimiz daha fazla kan akmadan bu süreci atlatırlar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.