itiraf reyonu
(...isim: ömer ayvaz ...şehir: bilinmiyor ...yaş: hiç bilinmiyor) Vakti zamanında annemle babam ziraatten değişik meyve fidanları alırlar... Geri geldiklerinde fidanlar annemin gözüne az görünür... Başlar parmaklarıyla hafif sesli "5 elma, 3 armut" diye saymaya... Babam biraz uzakta olduğu için annemin hareketlerini anlayamaz, "Bizim hanım kafayı yedi galiba" deyip bildiği bütün duaları okumaya başlar... Annem durumu fark eder ama sayıyı şaşırmamak için bir şey diyemez ve gülmeye başlar... Babam da annem güldükçe "Eyvah! Daha fena oluyor" diye okumayı artırır, annem gülmeyi artırır... Nihayet bütün fidanlar sayılmış, bütün dualar okunmuştur... (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...) >> söz der ki; "-Evde olanı seyrek düşünürüz, çarşıda olan ise aklımızdan çıkmaz..." (...Şükür noksanlığını anlatırken ettiği müthiş S.Ö.Z.leri) >> krampon ARSENE Wenger: "Belki ocak ayında Lionel Messi'yi kadromuza katarız, belki rüyamızda şirinleri de görürüz..." "zabrisever" ... DANİEL Guiza: "Almeida'nın daha çok çalışması lazım..." "Birlik7" ... BEKİR İrtegün: "Gollerime devam ederek yükselen performansımı sürdürmek istiyorum..." "bonussimao" ... F.BAHÇELİ bayan taraftarlardan derbi yorumu: "2 gol attık, neden sevinmiyoruz anlamış değiliz!.." "bonussimao" >> tuzaktan kumanda (...NTV / %'de Yüz Futbol) GÜNTEKİN ONAY: Çok çalıştılar Galatasaraylı futbolcular?... RIDVAN DİLMEN: Çalıştı ne kelime?... '3'ü 4'ü atmak için Apaçi gibi geliyorlardı... Xxx (...TV 8 / Bay Tahmin) MURAT ÖZARI: Ben saçlarına âşıktım küçükken?... RIDVAN DİLMEN: Benim saçlarım küçükken diken gibiydi... Yatarken annemin çorabını kafama geçirirdim ki saçlarım yatsın... Xxx (...NTV / %'de Yüz Futbol) GÜNTEKİN ONAY: Galatasaray hangi maç taktiğiyle kazandı maçı?... RIDVAN DİLMEN: Çok akıllı oynadılar, "hahu" baskı yapmadılar... >> kadınlar & erkekler (...Maalesef Kadınca & Sözlük) "-Giyecek bir şeyim kalmadı..." (...Bana alışveriş için para ver) ... "-Şuna da bir baksana..." (...Aslında bakmana gerek yok, benim görmem yeterli) ... "-Bunun kahverengi renkte olanı da var..." (...Bana onu da alacaksın) ... "-Oturma odasında fena durmaz..." (...Hadi alalım, neye yarayacağına sonra bakarız) ... "-Şunu biraz tutsana..." (...Bunu eve gidene kadar taşıyacaksın) ... "-Ben yavaş yavaş hazırlanayım..." (...İki saate kadar çıkmaya hazır olurum) ... "-Hayaaatıım bana yardım eder misin?..." (...Hey millet bu adam benim kocam) >> TEMEL'iN YERi Trafik ekipleri rutin kontrollerinden birini yaparken; yaşını başını almış Temel'in kullandığı araba gidiş yönünde kontrolden çıkmış... Ve neredeyse asfaltı kazıyarak, toz duman arasında polislerin önünde durmuş... Temel'i zar zor dışarı çıkartıp kaldırıma oturtmuşlar ve sormuşlar; "-Araba kullanmak için çok yaşlısınız.. Ehliyetiniz var mı?..." "Benim artık ehliyet bulundurma zorunluluğum yokmuş" demiş Temel nefes nefese ve devam etmiş; "-Bugün doktor beni muayene ettikten sonra ehliyetim olup olmadığını sordu, ben de 'Var' deyip gösterince, onu alıp makasla parça parça kesip çöpe attı, 'Amca artık buna ihtiyacın yok' dedi... Teşekkür ettim ve arabama atlayıp buraya geldim işte..." >> bizimkiler EMRE: Karnımız acıktı, ne yiyeceğiz hacı?... NESİM: Kahvaltılık var, çorba var, kıymalı yumurta, kavurmalı yumurta, hepsi var... EMİN: Kavurma neyli, etli mi?... >> bir film diyaloğu "-Hiç kolay değildi... Senin için herhangi biri olmak..." (...A Bout de Souffle filminden)