Kürt sorunu ve terör (PKK) sorunu

A -
A +

Kürt sorununu ve PKK (terör) sorununu birbirinden ayırmalı ve birbirine bağlı olmayan tedavilerle bu sorunları çözmeliyiz. Kürt sorunu bir demokratikleşme ve vatandaşlık sorunudur. Türkiye'de yaşayan ve adına vatandaş dediğimiz herkesin kanun önünde eşit olduğu hukuki bir zeminin oluşturulması ve hızla hayata geçirilmesi şarttır. Bunu muhaliflerin tüm engellemelerine rağmen yapabilecek tek kişi Başbakan Erdoğan'dır. Onun aklı, gücü, cesareti ve inancı ile bu sorun çözülebilir. İdealleri için bedel ödemeye hazır olanlar günü geldiğinde ödemekten kaçınmazlar. Türkiye'yi bu kaostan kurtaracak ve Türkiye üzerinde binbir çeşit planı olan iç ve dış güçlerin oyunu ancak bu şekilde bozulur. İçeride hastalığı olmayan vücuda kimsenin zarar veremeyeceği aşikârdır. Kürt sorunu T.C.'nin demokratikleşme sorunudur. Kürtleri ilgilendirdiği kadar Alevileri de Sünnileri de, Çerkezleri de diğer tüm azınlıkları da aynı darecede ilgilendirir. Bu, ülke insanının "eşit vatandaş olma" sorunudur. Diğer sorun PKK (terör) sorunu. Kürt sorunu PKK'yı besliyor. Fakat bu iki sorunun mahiyet ve karakteri farklı. Birine uyguladığınız tedavi yöntemini diğerine uygulayamazsınız. Birini yok etmeniz diğerinin de yok olacağı anlamına gelmiyor. Güç kullanarak PKK'yı yok etseniz bile Kürt sorununu çözmüş olmuyorsunuz. Terörü sonlandırmak ve şiddete şiddetle karşılık vermek devletin var oluş nedenidir. Bunun aksi savunulamaz. Kürt sorunu çözüldüğü takdirde terörü besleyen temel faktörlerden birisi ortadan kalkacaktır. Fakat sadece bu nedenle terör bitmez. Kürt sorununu çözmek terörü marjinal hale getirir. Otuz yıldan beri dağda olan yaşlı bir yönetici kadro ve binlerce motive edilmiş silahlı militan kadro var. Örgütün önemli bir bölümü de Suriye, İran ve Irak uyruklu. Bunlara "harç bitti yapı paydos" demenin bir karşılığı olmaz. Bunların tamamını ortadan kaldırmak da mümkün değil. O halde bildiğimiz tüm bilimsel ve insani yöntemler kullanılarak bu insanların dağdan inmesi sağlanmalıdır. Hiç kimse ilelebet dağda yaşamayı ve ölümü beklemeyi arzu etmez. Ölen her PKK'lı ve şehit olan her asker bizim çocuğumuz da olabilirdi. Bu düşünce ve empati ile bir saniye bile beklemeden bu kanı durdurmak için harekete geçmeliyiz. AK Parti iktidarının ikinci yarısından itibaren Demokratikleşme ve Terörle Mücadelede daha kararlı ve etkin mücadelede bulunulmuştur. Demokratik açılım programları ve güvenlik güçleri ile istihbarat birimleri arasında iş birliği ve koordinasyon sağlanarak başarılı bir performans sergilenmiştir. Maalesef AK Parti iktidarı yüz yıllık ihmal ve hataların faturasını ödemekle karşı karşıya gelmiştir. Neden şimdi? Birkaç yıl sonra çözsek olmaz mı? diye sorma lüksü yok kimsenin. Ya bu sorunu çözeceğiz ya da ülkenin bölünmesine seyirci kalacağız. Sorunu kökten çözmedikçe ve aklıselimi kullanmadıkça, teröristleri daha çok öldürsek de aleyhimize, demokratik açılımlarla müsamahakâr davransak da sonuç aleyhimize. PKK'lı öldürdükçe terör azıyor. Mehmetçik cenazeleri geldikçe toplumun kimyası bozuluyor. Artık çok kişinin ölmemesi için değil, bir kişinin daha ölmemesi için ne yapmak gerekiyorsa onu hızla yapmalıyız. Bu, Allah'a, insanımıza ve çocuklarımıza karşı görev ve sorumluluğumuzdur. Yukarıdaki düşünce ve öneriler benim de katıldığım bir büyüğüme ait düşüncelerdir. Devletin son günlerde bu alanda yürüttüğü çabaları tüm gücümle destekliyorum. Bu millet bu belayı, bu illeti bitirenin heykelini dikecek ve asırlarca ona dua edecektir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.