Annelerimizin hizmetleri...

A -
A +

Hazret-i Ebubekir daha ilk teklifte Müslüman olan bir zirveydi, Efendimizi hiç üzmedi. Büyük sıkıntılara katlandı, din-i mubîni İslâma çok hizmet etti. Kimsenin malı ona Ebubekir'in malı kadar faydalı olmadı. Bu fedakârlığa karşı kızı ile evlenerek Hazret-i Ebubekir'le akraba oldu... Hazret-i Aişe müstesna biriydi. Dinimizin birçok hükmü onun rivayet ettiği hadis-i şeriflerle belirlendi... Hazret-i Ömer de İslamiyet'e çok hizmet etti... Kerimesi Hafsa'nın (radıyallahu anha) beyi, Bedir Muharebesinde şehit olmuştu. O devirde bir kadının nikâhsız durması hoş karşılanmıyordu. Efendimiz onu ferahlandırmak için kızını nikâhıyla şereflendirdi... Cüveyriye annemiz Ben-i Müstalak kabilesinin reisi Haris'in kızı idi. Müminlerle yaptıkları harpte esir düştü. Cüveyriye; "Fidye vereyim beni bırakın" dedi. Efendimiz onu satın alıp azat etti, "gidebilirsin" buyurdu. Bu âlicenablık karşısında Müslüman oldu. Efendimizle evlendi. Müminler de aldıkları esirleri bağışladılar, kabilenin kalbi İslâm'a ısındı, topyekûn iman ettiler. Efendimiz, Hayber muharebesinde esir düşen Safiye annemize de "Serbestsin, gidebilirsin" demişti. Safiyye'nin babası, Efendimizin ahir zaman nebisi olduğunu bilir ama inat ederdi. Safiye Kelime-i şehadet söyledi ve Efendimizle evlendi. Musevilerden birçoğunun hidayetine vesile oldu. Zeyneb bint-i Huzeyme ise Efendimizin amcasının oğlu ilk şehid Ubeyde bin Haris'in hanımı idi. O devirde savaş öncesi cengaverler çıkar vuruşurlardı. İslam saflarından Hamza ve Ali rakiplerini yendi. Ubeyde hasmını saf dışı bırakmasına rağmen derin bir yara aldı. Başını efendimizin dizine koyup şehadet şerbetini içti. Hanımı Zeyneb bint-i Huzeyme de savaş meydanındaydı gazilere su dağıtıyor, yara sarıyordu. Kocası şehit düştüğü halde hizmeti aksatmadı. İlerleyen yıllarda himayeye muhtaç kaldı. Efendimizle evlendiğinde 60 yaşında idi. 62 yaşında vefat etti. Ümmü Seleme'nin beyi Ebû Seleme de Uhud gazvesinde şehid olmuş. Dört yetim ile dul kalmıştı. Efendimiz evlenme teklif edince "Ben yaşlı ve çocuklu bir kadınım" demiş Resulullaha (sallallahü aleyhi ve sellem) yük olmaktan çekinmişti. EVLATLIK NASIL KALKTI? Eskiden Kureys'te evlatlık alınırdı. Bunlar öz evladın mirasına ortak olurlardı. Taraflar arasında sıkça niza çıkıyordu ki bunun ortadan kaldırılması lâzımdı. Zeyd bin Harise çocukken köle diye Hazret-i Hatice validemize satılmıştı. Hatice validemiz de onu Habibullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) hediye etti. Babası ile amcası Zeyd'in izini buldular. Efendimize gelip "Kaça aldıysanız ücretini takdim edelim" dediler. Server-i kâinat "İstiyorsa hemen gidebilir, para istemem" buyurdular "Ancak çağırıp soralım Zeyd ne diyor?" Zeyd geldi, amcası ve babası ile kucaklaştı. Ona "Haydi hazırlan gidiyoruz" dediler. O ise; - Hayır ben bir yere gitmiyorum! Sizin yanınızda hür olmaktansa ona köle olmaya razıyım, dedi. İşte o günden sonra Efendimizin evlatlığı gibi oldu "Zeyd bin Muhammed" diye anılmaya başladı. İlerleyen yıllarda Resul-i Ekrem onu Zeyneb bint-i Cahş ile evlendirdi. Ancak geçinemediler, ayrıldılar. Zeyneb dul kaldı. Efendimiz "Allahü teâlânın emri ile" Zeyneb'i nikâh etti. Gelini ile evlenemeyeceğine göre, bu "evlatlık kaldırıldı" demekti. Efendimiz istese Zeyneb'i genç ve bakire iken de alabilirdi. Ama eski Mekke âdetlerinden evlatlığın kaldırılması için böyle bir misal gerekliydi. HİMAYESİZ KALINCA Mekkeli müşriklerin eziyeti dayanılamayacak raddeye gelince Eshâb-ı kirâmdan bazıları Habeşistan'a hicret etmişti ki aralarında Ubeydullah bin Cahş ve hanımı da vardı. Burada Hıristiyanlar güçlü ve zengindi. Ne yazık ki Ubeydullah papazlara aldandı, dînini dünyâ ile değiştirdi. Ancak hanımı Ümmü Habîbe fakirliğe ve ölüme râzı oldu, İslam'dan dönmedi. Ubeydullah çok kızdı, onu boşadı, sürünerek ölmesini bekledi. Ümmü Habîbe, Kureyş lideri Ebû Süfyân'ın kızı idi, o yıllarda müşriklerle müminler arasında mücadele sürüyordu, baba evine de dönemezdi. Peygamber efendimiz Necâşi'ye mektup yazdı; "Ümmü Habîbe ile nikâhımı yap! Sonra kendisini buraya gönder" dedi. Necâşî mektuba çok hürmet etti. Müslümanları sarayına dâvet ederek, ziyâfet verdi. Bu nikâh, Ebû Süfyân'ın Müslüman olmasını hazırlayan sebeplerden biriydi...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.