Silivri'deki nümayişler neyi etkiler?!

A -
A +

Silivri'de dün yine mahkeme önünde nümayiş vardı... 67'si tutuklu olmak üzere 275 sanığın yargılandığı, Ergenekon Davasının 271'İnci duruşmasında, bir önceki celsede olduğu gibi, yine CHP milletvekillerinin öncülük ettiği gruplar mahkeme binasının çevresinde taşkınlık yaparak; sloganlar atarak, jandarmanın çektiği tel örgü engelini devirerek, sözüm ona yargı sürecini etkilemeye çalıştı... Bir taraftan yargının bağımsızlığını savunduklarını iddia eden, öbür taraftan da mahkemenin rahat çalışmasını ve yasaların düzenlediği şekilde yargılama yapmasını önlemek için; kamu düzenini bozacak şekilde eylemlere girişenlerin, hukuk devletine saygısı sorgulanmaya muhtaçtır! 13 Aralık 2012 tarihinde, yapılan duruşma sırasında da, mahkemenin asayişini bozmak ve yargı sürecinin işleyişini engellemek noktasında aynı çevreler her yola başvurmuşlardı. CHP 32 milletvekilini seferber ederek orada, baş organizatör pozisyonunda; yargılanan sanık yakınlarını, avukatları, dışarıdan gelen diğer göstericileri yönlendiriyordu... Mahkeme salonunda "Avukatlara ne oturuyorsunuz, ayağa kalkınız!" çağrısıyla; 200 tane avukat hep birlikte ayağa kalkıp, Mahkeme heyetini protesto ediyordu. Mahkeme salonuna pide siparişi ile CHP'li vekiller, hiçbir kurala uymadıklarını gösteriyordu. Grup Başkanvekilleri Muharrem İnce ve Emine Ülker, her zamanki gibi başrol oyuncusuydu. İnce; "Bu dava Cumhuriyetle hesaplaşmadır..." nutukları atarken, Ülker Tarhan da; "Zincirleri kırmalıyız..." şeklinde devrimci çıkışlar yapıyordu. ADD Başkanı Tansel Çölaşan da, eski bir yargıç olduğunu unutarak; mesleğinin ve meslektaşlarının haysiyetini zerre kadar düşünmeden, "Burada bir tiyatro oynanıyor..." diyebiliyordu. Kuşkusuz kimin tiyatro oynadığı, açıkça belliydi... Yasama organının üyesi olan vekillerin, emekli yargı mensuplarının; herkesten daha çok saygı göstermek zorunda oldukları mefhum ve makamlara karşı, saygısızca ve kanunsuzca eylemler içinde olması yeterince düşündürücüdür. Mahkeme önünde slogan atmakla, taşkınlık yapmakla, güvenlik görevlilerini taciz etmekle, yargının vereceği kararı değiştirebileceğini düşünenlere ancak gülmek lazım! Silivri'de yargılamalar başlayalı beri, pek çok benzer eylemler sahneye kondu. Balyoz Davası için de aynı şeyler yapıldı. Sözüm ona nöbetler tutuldu vs. Ama netice ne oldu? Mahkeme, yargılamayı tamamlayıp kararını açıkladı. Yani öyle bağırarak, çağırarak elde edilebilecek bir şey yok. Silivri'de bir yerleri protesto etmek için eylem yapanlar veya spor olsun diye oralarda boy gösterenler, akıntıya kürek çektiklerini hatırdan çıkarmamalı! CHP'ye gelince... Ana Muhalefet Partisi, normal zeminlerde gerekli politikaları üretip iktidara gelme veya ortak olma iddiasını güçlendiremediği, altmış küsur yıldır, bir türlü iktidar alternatifi olamadığı için, marjinal yollara rağbet gösteriyor. Bu yolların CHP'ye kazandıracağı bir şey yok. Muharrem İnce veya Ülker Tarhan gibi isimlerin, bireysel yel değirmeni savaşlarıyla bir yere varılacağı yok. Ergenekon ve diğer illegal yapılanmalara karşı altı yıldan beri devam eden hukuki soruşturma ve kovuşturmalara takınılan menfi tavrın, bugüne kadar getirisi ne oldu? Hiç!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.