Provokasyon Arayışları

Sayın Başbakan'a Mardin gezisinde gösterilen ilgi, sevgi Doğu ve Güneydoğu bölgemizde halkın barışın gelmesi için ortaya güçlü bir irade koyduğunu gösteriyor. Yeni sürece, toplumun büyük kesimi destek veriyor. Kabul edelim ki, en önemli sorunumuz PKK terörü. Bu sorunu çözen Türkiye'yi, kimse tutamaz. Bu sorunun çözümü için atılan adımlar bugüne kadar çözüme karşı çıkan iç ve dış odaklarca sabote edildi. Mesela Habur. Şimdi bugün güçlü bir irade ile başlatılan bu süreç de provoke edilmek, akamete uğratılmak isteniyor. Paris cinayeti, ABD elçiliğine yapılan saldırı ve Cilvegözü sınır kapısındaki patlamalar, bu provokasyon girişimlerinin parçaları. Bu provokasyonları vesayetin devlet içinde direnen parçaları ile Türkiye'nin bölgesel aktör olmasını istemeyen bölge ülkeleri ve Batı dünyası planlıyor, yaptırıyor. Millet, bu provokatörlerin elini gördü, niyetlerini fark etti. Üç kadının cenaze törenindeki sükunet ve sağduyu bunun en önemli kanıtı. Fakat hassas illerimizde bir Kürt-Türk çatışması çıkarılması en korkacağımız provokasyon olmalı. İnsanlarımızın arasına kardeş kavgası sokulması tehlikesi bu sürece zarar verecek en can alıcı tehlikedir. BDP heyetinin Sinop'ta yaşadıkları hepimizi çok üzdü ve korkuttu. Benzer görüntüler Samsun'dan da geldi. Köşe başlarını tutan provokatörler, 'Karadeniz insanının duygularını istismar etmek için' her yola başvurdu. Sinop'ta, Samsun'da marjinal gruplar günlerce hazırlık yapmışa benziyor. Halkın oyları ile seçilmiş milletvekilleri, Türkiye'nin her yerine elini kolunu sallayarak gidebilmelidir. Bu ortamı, devletin istihbarat ve güvenlik birimleri sağlamakla mükelleftir. Sinop'ta milletvekillerine reva görülen muamele aklıselim herkesi üzmüştür. Dört milletvekilinin 9 saat bir binada hapsedilmesi bir güvenlik ve istihbarat zaafıdır. Ülkenin Başbakanı'na, Hakkari'de kendini bilmezlerin reva gördüğü muameleye ne kadar üzüldüysem, Sinop'ta olup bitenlere de o kadar üzüldüm. Sinop'ta seçimle parlamentoya gelmiş milletvekillerini linç etmek isteyen provokatörlerin Van'da, Hakkari'de siyasetçilerimizi molotof ve taş yağmuruna tutan PKK'lılardan ne farkı var? Yanlış, yazık ve ayıp. Ancak BDP'lilerin de zamanlamaları akla ziyan bir durum. Yangına körükle gitmek gibi bir şey. BDP'liler günlerce hazırlanan bu provokasyonların farkında değiller miydi? Neydi aceleleri? Daha sürecin çok başındayız. Kamuoyunun bir bölümü henüz bu süreç için hazır değil. 'Kör göze parmak' gibi hem za-manlama hem de bölge seçimi doğru değil, kardeşim. Sokakları ısıtacak hareketlerden uzak durmak gerekiyor. Zaten müzakere süreci sancılı ve sıkıntılı bir süreç. Henüz bu tür geziler için çok erken. Dün akşam saatlerinde nihayet İmralı'ya gidecek BDP heyeti belli oldu. Bence bundan sonraki süreçte isimlere fazla takılmamak lazım. Kim giderse gitsin yapacağı iş belli ve sınırlı.