Kürtlere teşekkür edeceğimiz günler çok uzakta değil

Eğer denildiği gibi İmralı görüşmelerinin zabıtlarını sızdırma maksatları süreci sabote etmekse maksat hasıl olmadı. Hedef kamuoyu idi, kamuoyu beklenen tepkileri vermedi. Aksine sükûnetle karşıladı. Ben hâlâ sızdırma niyeti ne olursa olsun faydalı olduğunu düşünüyorum. Kamuoyu çok taraflı olsa da bu konuda iki tarafı var. Kürtler ve diğerleri.. Diğerleri tahrik olmadı. Bu iş taviz verme işi değil. Mağdur olan sadece Kürtler de değil. Kürtlere taviz gibi gösterilen her türlü hak herkesin işine yarayacak. Bir tarafı mağdur edip öbür tarafı öne çıkaracak düzenleme yok. Talep de yok. Köklü rejim değişiklikleri melez insan tipi üretiyor. Nasıl ki köyden şehre yoğun göç bir müddet sonra insan yapısını değiştiriyorsa.. Her taraf ne köylü ne şehirli dediğimiz insanların istilasına uğruyorsa devrimler de zor kullandıkları zaman ikinci nesilden itibaren insanları melezleştiriyor. İran'da 34 yıl önce bir devrim oldu. İsmi konusunda tereddütlerim var. Bazıları İslam devrimi diyor ya.. Hiç şüpheniz olmasın en büyük mağdur kesimi oradaki dindarlar olmuştur. 34 yıl az bir zaman değil, ikinci nesle geçmişler. Oradaki insanlar da melezleşmiştir. Ne doğulu ne batılı misali, ne Müslüman.. ne başka bir dinden.. Veya kendi deyimleri ile ne Şii.. Dönüşenlere hayat hakkı verilir. Hayatta kalmak için, önce herkes araziye uyar, ikinci nesilden itibaren iki arada bir derede kalma işi biter, yeni bir tür türer. Zorlama her devrimin sonucu aynıdır. Nasıl ki nesep itibariyle kopukluk karışıklık olunca sonu soysuzluğa doğru giderse arada derede kalan nesiller de sosyolojinin bize öğrettiği hiçbir kalıba oturmaz. Geçmişten gelen şablonda yeri olmaz. Geçmişle bağını koparmayanlar da düşman ilan edilir. Kürt olduğu için edilir. Müslüman olduğu için edilir. Solcu olduğu için edilir. Yeni düzene adapte olursa, onların tarif ettiği gibi Müslüman, onların tarif ettiği gibi Kürt, onların tarif ettiği gibi solcu, onların tarif ettiği gibi Alevi olursa mesele yok. Toplumun renkleri diye övünürler. Geçen gün bir bakan, 30 yıl Kürt olduğumu söyleyemedim, dedi. Dönüşmüş Kürt'e resmî ideolojinin itirazı yoktu. Ben Kürt'üm ama sizin istediğiniz gibi Kürt'üm diyeni vitrin süsü bile yaparlar. Etnik kökeni ne olursa olsun Müslümanlar da aynı sıkıntıyı yaşadı. Problem sadece Kürt'ün problemi değil. Neticede adına ister barış süreci, ister müzakere, ister dönüşüm, ister demokratikleşme, ister mecburiyet, ister dışımızdaki şartların dayatması.. Ne derseniz deyin, bu iş beklendiği gibi sonuçlanırsa herkes rahata erecek. Kürt de, Türk de, Müslüman da, Hıristiyan da, Musevi de, dini olmayan da.. Bu ülkede yaşayan herkes gerçek kimliğine bürünecek.. Gerçek kimliği ile bir arada yaşama iradesini gösterecek. Herkes sahtekârlıktan kurtulacak. Herkes işini yapacak. Milletin enerjisi toprağa akıtılmayacak. Ve beş on yıl sonra bu dönüşüme vesile olan Kürtlere teşekkür edecek.