Teröristten siyaset adamı nasıl olur?

A -
A +

Sanki bütün aşamalar geçilmiş de karara bağlanacak tek konu kalmış gibi, ucundan kıyısından iki konu seslendirilip kamuoyunun tepkisi ölçülüyor.
Birincisi, ülke sulh ve sükûnete kavuştuktan sonra Öcalan siyasete dönebilir mi?
Böyle bir soru ne için sorulur?
Böyle bir soruda cevabın evet veya hayır olması neyi değiştirir?
Yani cevap evet ise biz bu işte yokuz mu, diyeceğiz?
Bu işte yoksak alternatifimiz ne?
Alternatifimiz 30 yıllık mazimiz! Güle oynaya seçeceğimiz alternatifler yok.
Bir de çok masum şekilde, çözümün her türlüsüne razı olup, bu işin nasıl olacağını merak edenler var. Nasıl olacağı derken böyle bir talebin topluma nasıl kabul ettirileceğini merak edenler.. Onları iyi niyetli buluyor eski günleri hatırlatıyorum: Bundan 10 sene önce müzakere yoluyla bu işin çözümünü gündeme getiren birisi linç edilirdi.
Bundan beş sene evvel milletvekili heyeti Kandil'e gitti, görüştü, geldi haberi yapılamazdı.
Haberin fotoğrafı basılamazdı.
Bugün neredeyse yadırganmayacak hale geldi. Herkes ne olacaksa bir an evvel olsun, bu iş bitsin diyor. Kaygılanıyormuş gibi yapanların endişesi halisane değil.
Muhtemelen yarın kamuoyu bu işin ileri gelenlerinin siyasete atılmasını da yadırgamayacaktır. Şartlar değişince değil yadırgamak/yadırgamamak beklenti haline bile gelebilir.
Değişmez örneğimdir. Kıbrıs'ı satacaklar, sattırmam, yat Kıbrıs kalk Kıbrıs günlerimiz vardı. Unuttuk gitti. Kıbrıs'ı ne satan vaaar, ne satttırmam diyen.. Bu iş de Kıbrıs konusu gibi olacak. Satarım, sattırmam işi bitecek. Alınan satılan bir şey yok. Dünün şartları ile bugünü, yarının muhtemel gelişmelerini değerlendiremeyiz.
Hani Özal, sana alışamadım diye mektup yazan teğmene, "alışırsınız" demişti.. Siz de biz de alışacağız.
Bir diğer konu, yarın bir genel af gündeme gelirse bu affın kapsamına Ergenekon, Balyoz, 28 Şubat sanıkları veya o güne kadar mahkeme kararı kesinleşirse hükümlüleri de dahil edilirse yaptıkları yanlarına kâr kalmaz mı? Yarın bir gün fırsat bulursa kendileri, bulamazlarsa sonraki nesiller aynı işlere yeltenmez mi, endişesini taşıyanlar var.
Bu grubu da kötü niyetli bulmuyorum. Bu işlere suç, ceza, müeyyide, korku olarak bakmalarını yadırgıyorum.
Dava aşamasında gördüğümüz manzara bize çok şey anlatıyor. Ama benim ibretlik bulduğum detay şu: Dün ayaklarını vurduğu zaman yeri titreten bu insanlar fert fert baktığın zaman sefil perişan bir görüntü sergiliyorlar. O işleri yapacak, planlayacak, tasarlayacak insanlar değil. Basit tabirle tetikçi diyelim.. Karşılığını fazlasıyla almış, kullanılmışlığın hazzını fazlasıyla yaşamış, kendini rolüne kaptırmış adamlar. Tetikçiye verilen ceza tetikçi bulmayı zorlaştırmaz sadece maliyetini arttırır. Arkadaki bağlantıyı kesmek lazım. Onun da raconu farklı. Önce devlet olmak lazım, bağımsız olmak lazım, güçlü olmak lazım. Bu kamburdan kurtulunca devlet olacağız. Hükmedebilir hale geleceğiz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.