Sayın Davutoğlu'na özür borcunuz var

A -
A +

İsrail'in, Mavi Marmara gemisini basarak şehit ettiği 8 vatandaşımız için özür dileyecek noktaya gelmesi önemli diplomatik bir gelişmedir. Türkiye'nin kararlı duruşu ile elde edilen bu diplomatik başarı için öncelikle hükümeti sonra da Sayın Başbakanı ve Sayın Davutoğlu'nu kutluyoruz. Hukuksuz Mavi Marmara baskınından sonra hükümet İsrail ile diplomatik ilişkileri dondurdu ve ilişkilerin tekrar başlayabilmesi için de 3 şart koştu; özür, tazminat ve ambargonun kaldırılması. O tarihte Ana Muhalefet Partisi CHP, hükümeti ve Dışişleri Bakanını yerden yere vurdu. Hatta eleştiri sınırlarını aşıp Davutoğlu hocaya hakaret ettiler. Türkiye'nin bu çıkışıyla itibar kaybettiğini iddia ettiler. MHP, hükümetin 3 şart ısrarının gerçekleşmesi mümkün olmayan hayali talepler olduğunu söyledi. Hatta Türkiye'de çoğu çevreler Davutoğlu ve Başbakanın İsrail'e yönelik bu çıkışının, AK Parti'yi iktidardan edebileceğini, ABD'nin Erdoğan'ı cezalandıracağını ileri sürdüler. Cesaret, kararlı duruş, ilkeli tavır ve Allahın adaletine olan inanç sayesinde önemli bir diplomatik başarı elde edildi. Hem CHP'nin hem MHP'nin hem de vizyonsuz bazı yazar-çizerlerin, Davutoğlu hocaya bir özür borçları var. İsrail yönetimi gibi katı bir yapı bile özür dileme erdemini gösterdiğine göre yerden yere vuranların da Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu'ndan özür dilemesini bekliyoruz. Özür dileyebilmek devletleri de, insanları da, kurumları da küçültmez. Bu malum koro Suriye konusunda da Başbakan ve Dışişleri Bakanına ağır eleştiriler hatta hakaretler yöneltti. Gidişata, gelişmelere bakılırsa bu konuda da Başbakandan ve Davutoğlu hocadan özür dilemek zorunda kalacaklar. İsrail'in malum kararları almasında, çözüm sürecinin başarıyla yürüyor olmasının etkisi vardır. Kürtler İsrail'le veya Araplarla değil Türklerle birlikte gelecek inşa etmeye karar vermişlerdir. Öcalan'ın bölünmeye karşı çıkması bağımsız bir Kürt devleti yerine Türklerle birlikte ortak demokratik Türkiye Cumhuriyeti'ni güçlendirme kararı, Misak-ı Millî'ye atıfta bulunması Orta Doğu'da yaşayan Kürtleri, Türkmenleri, Asurileri birlikte hareket etmeye davet etmesi İsrail'i telaşlandırmıştır. Bunun üzerine Suriye'deki kimyasal silahların radikal grupların eline geçmesi ihtimali ile Başkan Obama'nın İsrail'e baskısını da eklediğinizde bugünkü karar ortaya çıkmıştır. Çıkan karar İsrail'in de lehinedir. İlişkilerin normalleşmesi için İsrail yönetimi 4 maddelik telefon anlaşmasının kalan 3 maddesini ivedi uygulamaya sokmalıdır. Türkiye'nin aklıselim Yahudilerle bir sorunu yoktur. Ama terörist gibi davranan, Gazze'yi açık hava hapishanesine çeviren, çocukların-sivillerin üzerine bomba yağdıran, uluslararası hukuku hiçe sayan yönetimlerle Türkiye iyi ilişkiler sürdüremez. Türkiye'nin Filistin halkına karşı tarihî ve ahlaki sorumlulukları vardır. Türkiye Gazze'den ya da başka bir yerden masum İsrailli sivillerin üzerine roket atılmasına da karşıdır. Ama kendi atalarından kalan toprakları korumak için mücadele eden ve halkın oylarıyla seçilen Hamas'a terörist dememizi kimse beklemesin. Hamas masada olmadan Filistin'i konuşmak boşa zaman harcamaktır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.