Ahmet Necdet Bey neden konuşmuyor

A -
A +
10. Cumhurbaşkanımızın ilgi alanıma girdiğini daha önce söylemiş miydim?
Bugün bir kere daha hatırlamamın bir sebebi var.
Ahmet Necdet Bey Anayasa Mahkemesi'nin başkanıydı. 
Kuruluş yıldönümü törenlerinde yaptığı konuşmalar, mahkeme kararlarına yazdığı muhalefet şerhleri, bugün isteyen herkesin erişebileceği yerde. Merak eden bakabilir yani. O konuşma metinlerine ve muhalefet şerhlerine bakarak bir tahminde bulunan insanlar cumhurbaşkanlığı döneminde şaşırıp kaldılar. Hiç ihtimal vermedikleri, sanki daha önce hiç tanımadıkları biriyle karşılaşmış gibi oldular. Yakın mesai arkadaşları dahi keskin dönüşe bir açıklama getiremedi. Sadece tahmin yürüttüler.
Cumhurbaşkanlığı döneminde kurgulanmış haberler dışında benim aklımda kalan yalın magazin haber iki tane:
Kırmızı ışıkta durması.
Markette sıraya girmesi.
Bu iki özelliğinin altı o kadar çok çizildi ki, millet eridi bitti.
Ne iyi insan.. Kırmızı ışıkta duruyor, markette sıraya giriyor.
Bu iki inceliğin bizim koyunlara faydası olmadı.
Yıllardır çıkıp konuşmasını, hiç olmazsa ana başlıkları ile cumhurbaşkanlığı dönemini anlatmasını yazmasını bekliyorum.. Yazacağına dair bir işaret vermiyor. Nadiren karşılaşılan toplantılarda soranlar oldu.. Yazacağım demedi.
Cumhurbaşkanlığının özellikle son dönemlerinde âdeta bir kampa mensupmuş gibi davrandı.
En azından son dönemiyle ilgili bir pişmanlığı var mı, onu paylaşsa olup bitenle ilgili biraz daha rahat akıl yürütebiliriz.
Bugünlerde çok işe yarar.
Hilmi Özkök Paşa'nın emekliliğine yakın günlerde bir vesile ile medya önünde onu hiç sevmediğini belli edecek davranışları da olmuştu.
Mesela bu benim için bir ipucudur. Kendisini sarmalayan grubun tavrını bilerek ve isteyerek aksettirmiş olabilir.
O grubun ileri gelenleri şimdi Silivri'de. Hâlâ aynı şeyleri düşünüyorsa en azından CHP'liler gibi ortaya çıkıp aleni destek verebilir, onu da yapmıyor.
Bu da bir ipucu..
Ara dönemdeki tavrı bir mecburiyetten mi kaynaklanıyordu?
Gönüllü müydü?
Bugün konuşmayacaksa ne zaman konuşacak.
Ya çıkıp her söylediğimin, her yaptığımın arkasındayım, desin ya da yanıltıldım.. İrtibatta olduğum isimler beni ikna etti, o gün o üslubun, tavrın memleket için hayırlı olacağını düşünüyordum, bugün aynı noktada değilim; desin.
Aynı noktadayım, desin.
-Eğer yazıyorsa- 30 sene sonra okuyacağımız hatıraların bu anlamda bir faydası olmaz. Bugün, yaşadıklarından satır başları verirse yakın dönemi daha iyi anlarız. Barış sürecine bile ışık tutar. Keskin dönüş nasıl oldu?
...
Büyük ikramiye talihlilerinin yaşadığı sıkıntıya benzer bir sıkıntı keskin dönüşe sebeb olmaz.
İkna ya da mecburiyet lazım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.