Terör mağdurları ne düşünüyor?

A -
A +


Çözüm Süreci toplumun ekseriyetinde müthiş bir umut dalgası oluşturdu. Bu umut dalgası her geçen gün büyüyor. Toplumun tüm kesimleri, Türkiye'nin terör belasından kurtulması halinde nasıl bir ülke haline geleceğini görebiliyor.
Terör belasından doğrudan etkilenenlerimiz de var, dolaylı etkilenenlerimiz de. Ama çözüm sürecine terör belasından doğrudan etkilenenlerin nasıl baktıkları çok önemli. Sürecin başarısı bu beladan doğrudan etkilenen insanların tutumları ile ilintili. Bu insanlar çözüm sürecine destek verirlerse bu süreç her halükârda başarı ile sonuçlanır.
80'li yıllarda elinde silahla dağa çıkan PKK'lılar bugün 50-60 yaş aralığında. Bunlar 30 yıldır dağdalar. Bunlar 'hadi silahını bırak dağdan in' diyenlere, 'ne oldu, ne değişti, 30 yıldır neden buradayız, neden çıktık, bugün niye iniyoruz, inince ne değişecek, biz ne olacağız?' diye yüzlerce soru soruyorlardır mutlaka. Onları ikna etmek, bu sürece inandırmak çok kolay değil. Onlara söylenen şu olsa gerek: "Biz bağımsız bir Kürdistan kurmak için dağa çıktık. Silah ve şiddeti yöntem olarak seçtik. Ama Kürtlerin Türkiye'den ayrılmak istemediklerini, ayrıca bağımsız Kürdistan hedefinin realist olmadığını gördük. Diğer yandan Kürtlerin etnik kökenlerinden kaynaklı hak ve özgürlüklerinin, kültürel haklarının büyük bölümünün son 10 yıldır demokratikleşme adımları kapsamında sağlandığını gördük. Kürtlerin kalan taleplerinin karşılanması için şiddete-silaha ihtiyaç yok. Silahı-şiddeti terk edip legal yollarla mücadelemizi sürdüreceğiz, taleplerimizi siyaset yolu ile dile getireceğiz. Dağda kalmanın ve silah bulundurmanın bir anlamı kalmadı."
Türkiye'de sadece Kürtlerin sorunları yoktu ki!.. Aleviler, muhafazakârlar gibi birçok sosyal kesimin de geçmişten gelen ciddi sorunları vardı. Bugün hâlâ o sorunların büyük bir kısmı devam ediyor. Ama bu kesimlerden hiç kimse eline silah alıp dağa çıkmadı. Türkiye'nin demokrasisini geliştirdikçe-vesayet rejimini yıkıp millet iradesini tesis ettikçe legal yollarla bu sorunların çözüleceği belli idi. Bugün var olan sorunlarımız da demokratik bir anayasa ile tarihin çöp sepetine atılacaktır.
Benzer soruları terör belasından doğrudan etkilenen şehit aileleri, gaziler, askerler-polisler de sorabilir: "Madem bu sorun bu tür yollarla çözülebiliyordu neden bizim çocuklarımız şehit oldu? Ben neden bacağımı-kolumu kaybettim? Neden benim çocuklarım öksüz kaldı?.." Bu soruları çoğaltmak mümkün. Ama ben şunu çok iyi biliyorum; eğer onlar şehit olmasaydı eğer onlar gazi olmasaydı bugün bu çözüm süreci noktasına gelemezdik. PKK'yı ve Öcalan'ı çözüm sürecine yönlendiren en önemli sebep devletin güvenlik güçlerinin kararlı, sürekli ve azimli mücadelesidir.
Gazilerimiz-şehitlerimiz bu ülkenin gerçek sahipleridir. Âkil insanlar dahil hiç kimse gazi ve şehit ailelerinden gelen tepkileri yersiz bulmasın. Gazilerimiz, şehit yakınlarımız da ülkenin Başbakanına, hükümetine güvensinler. Başbakan Erdoğan onların hissiyatını zedeleyecek bir adıma izin vermez. Ayrıca önünde üç seçim olan bir hükümet milletin istemediği bir adım atmaz.
Şehit aileleri, PKK'lıların anneleri-babaları kısacası terörden etkilenen herkes lütfen empati kurun ve belanın bitmesi için sizin desteğinizin şart olduğunu bilin.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.