Laf olsun torba dolsun

A -
A +

İngiliz polis şefleri, Müslüman evlere baskın yapan polislere, "Evi aramaya girerken ayakkabılarınızı çıkarın, ibadet ediyorlarsa bekleyin, namaz kıldıkları seccadelere basmayın, evde kadın varsa ve kapalı değilse yüzüne bakmamaya gayret edin, Müslüman eve köpekle baskın yapmayın" gibi talimatlar vermişti.

Bir tarafından bakınca nezaket ve incelik gibi görünüyor ama bence işbilirlik.
Bu beceriyi benzeri işlerimizde biz gösteremedik.
Kimseyi anlamak gibi bir derdimiz olmadı.
Güneydoğu'da, camiye botla girebilmek için, "hırgür çıkmasın, acil hallerde botla da girilebileceğine dair bir fetva alın" demişlerdi.
Sanki hayat dört işlemden ibaret.. Çarpın, toplayın, bölün, sonucu verin, herkesi sonuca uydurmak için uzunları kısaltın, kısaları çekip uzatın.. İşin garibi matematiğe dayalı işleri de toplamasız çıkarmasız bölmesiz yapmaktan hoşlanıyoruz. Yani hesabı tutturamayınca adı "özel durum" oluyordu.
30 yıl sonra döne dolaşa geldiğimiz yere bakın.. Kimin ah vah etmesi lazım.

Babamın bir atı olsa
Zengin bir insan olsanız.. Binasıyla, öğretim kadrosuyla kendinize göre dört dörtlük bir okul kurup, yine kendi kriterlerinize göre velilerin de rızasını alıp 200 tane öğrenci seçseniz.. seçtiklerinizi üniversiteye kadar ücretsiz okutacağınızı söyleseniz size izin vermezler.
Gerekçe mevzuattır, kuralların herkes için geçerli olduğudur, okul açmanın, eğitime katkıda bulunmanın yolunun belli olduğudur vs.
Yahu hiç olmazsa denemek için bir tanesine izin verseler. İlaçlar bile piyasaya sürülmeden önce gönüllü kobaylar üzerinde denenebiliyor.
Gönüllü 200 öğrenci velisinin, deneme kabilinden çocuklarına resmî müfredattan bağımsız eğitim hizmeti almalarının ne sakıncası olabilir?
Herkes aynı tezgâha sokulduğu halde fire zaten çok yüksek.. yani beyinleri bu yolla zapt-ı rapt altına almak mümkün olmuyor. Milyonlarca fireye 200 tane gönüllünün eklenmesi neyi değiştirir?

Emretmek
Şark ülkelerinde iki şey çok sevilir;
Emretmek ve teftiş etmek.
Çocuklar farkında olmadan bu iki hayalle büyütülür.. Emretmek ve teftiş etmek üzere.. Çoğunun sonu da bu anlamda hüsran olur.
Bir magazin haberde; küçük çocuğun birliği denetlemesi vatandaşların ilgisini çekti, diyordu. 
Kimin kolundan tutup getirseniz.. yahut götürseniz, dilediğiniz her yeri teftişe hazır halde bulursunuz. Hiçbiri, "Yahu ben bu işten ne anlarım?" demez.

Gürültü patırtı
Batıda basın yoluyla kamuoyu devamlı aydınlatılıyor, şekillendiriliyor.
Türkiye'de bu çizgi oluşturulamıyor.
Evvela bizde eğitilmiş bir kamuoyu yok. Bir konuyu uzun süre dert edinip sonuca götürmek isteyen hırslı insanlar yok.
İkincisi kamuoyu denilen şey aslında bulanık bir ortamdır. Konular net olarak ortaya konulamayınca sonuç da bulanık oluyor.
Üçüncüsü kamuoyu, birtakım kamplaşmalar içerisinde. Gündeme getirilen konuları sahiplenme, konunun kamplara yakınlığına göre renk alıyor.
Sağlıklı bir kamuoyu yoktur.
Durmuş oturmuş toplumlarda davranışlar daha berrak, daha rafine.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.