Askerlik nihayet kısalıyor ama...

A -
A +

Herhalde son günlerin en sevindirici haberidir.

Askerlik kısalıyormuş.
Askerlik kısalıyor haberleri bu ülkede hep heyecan uyandırır. 
Konuşurken vatan görevidir, gitmek lazım, yapmak lazım, bugün çağırsalar yine giderim, öbür oğlumu da gönderirim, torunum da yedekte denir ama herkes dört gözle askerliğin kısalmasını bekler. Bedelli bekler.
Bu denklemin bir yerinde bir hata var.. İşte bilinenleri.. Siz bilinmeyeni bulun, dediğimiz zaman çıkan sonuç doğru olmuyor. 
İşin bu tarafı bugünün konusu değil. Parti kampındaki diyaloglardan ve soru cevaplardan benim çıkardığım sonuç şu:
Askerliğin 12 aya düşeceği kesin de 9 ay da olabilir mi üzerinde çalışılıyor.
Uzun dönem 9 ay olursa kısa dönem yaklaşık 3 ay olur. Üç ay sınırı kısa dönem yapacaklar için önemli. Bu insanlar düzenlerini bozmadan yaz tatilinde, durumlarına göre iki yıllık izinlerini biriktirerek kışın gidip askerliklerini yapıp gelirler. İş yerleri 3 aylık fedakârlık yapar. Özel işleri varsa hazırlık yapılarak üç ay vaziyet idare edilebilir. Ama üç ayı geçerse dört ay olması ile altı ay olması arasında fark olmaz. Askerlik bu insanların hayata atılacakları bir dönemde hep ayakbağı olmaya devam eder.
Üç ay ideal bir süre midir? Değildir tabii.. Bu işin ideal süresi bir aydır. İzci kampı tadında, okulu bitirmiş ya da bitirmemişine bakmadan, gruplar halinde herkesi bir aylık light eğitimden geçirmektir esas olan. Kısa vadede böyle bir ihtimal görünmüyor. 
Bu, ordunun ihtiyacından ya da imkânsızlıktan kaynaklanan bir karar değil. İstenilse özel bir kampanya ile her celp döneminde askere aldıkları sayı kadar bu işi yapmaya hevesli, maaşlı kadrolu asker adayı bulabilirler. Fakat bugün, mecburi askerlik kaldırılsa da olur. Biz altı ayda açığımızı kapatabiliriz demek, dünün ısrarlarını yalanlamak anlamına geleceği için kolay iş değil.
İki sene önce AB bakanının bir açıklaması olmuştu: 500.000 kişilik profesyonel asker istihdam edebilecek imkânımız var.
Dönemin genelkurmay başkanı, mecburi askerliğin kalkması ordu-millet bağını zayıflatır. Mecburi askerlik sayesinde ordunun milletle bağı güçleniyor, demişti. Bunlar bugün ikna edici gerekçeler değil. Yani ille de bir mazeret istiyorsanız alın size mazeret (veya gerekçe) demek gibi bir şey. Hem maksat bağı güçlendirmekse bir ayda bu iş çok daha iyi yapılır. Kimseyi kırmadan dökmeden biraz oyun, biraz tatil, biraz eğitim yoluyla askerlik propagandası bile yapılabilir. Bir genci 2 ay eğitip kalan 10 ayda nasıl istifade edeceksin? Yanlış anlamazsanız şöyle bir gerekçe beni hem ikna eder hem samimi bulurum: Bizim ısrarımız ihtiyaçtan değil. Bu işin mecburi olması, herkesin öyle ya da böyle dönüp dolaşıp bizim tezgâhımızdan geçmek zorunda kalması bizi önemli bir kurum hâline getiriyor, bize ayrıcalık kazandırıyor.  
Bu samimi bir gerekçe olur. Veya dün olurdu. Dünkü ordunun yazılı olmayan başka görevleri de vardı. Bugünkü ordunun böyle bir görevi yok. Yazılı olmayan görev tanımı değişti. Bu değişikliğe alışmak lazım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.