Reyhanlı'da büyük tahrik...

Daha ilk dakikadan itibaren, olayın faili olarak, parmaklar Suriye tarafını işaret etti. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Almanya'da yaptığı açıklamada;  "Kimse gücümüzü test etmesin. Dışarıdaki durumu bize yansıtmaya kalkanlar karşılığını görür..." şeklinde, üstü örtülü uyarıda bulundu. Önümüzdeki günlerde, bu istikamette çok önemli gelişmeler yaşanabilir. Ortaya çıkacak bilgi ve bulgular doğrultusunda, Türkiye farklı adımlar atabilir. Suriye'de geçiş dönemi konusunda önemli gelişmelerin yaşandığı ve Başbakan Erdoğan'ın ABD seyahatinde üzerinde en çok çalışacağı bu dosya koltuğunun altında iken, Reyhanlı'daki facianın yaşanması, çok düşündürücü. Buna benzer provokasyonlar daha önce de yaşandı. En son geçtiğimiz şubat ayında, Cilvegözü sınır kapısına yapılan bombalı saldırıda, dördü Türk vatandaşı olmak üzere 14 kişi ölmüş, 26 kişi yaralanmıştı. Hatay'ın çeşitli bölgelerinde kurulu mülteci kamplarına sızan Suriyeli ajanlar buralarda defalarca olay çıkardılar. Urfa'nın Akçakale ilçesine düşen top mermileri yüzünden günlerce okullar tatil edildi. Farklı zamanlardaki patlamalarda ölen ve yaralanan vatandaşlarımız oldu. Sadece 4 Ekim 2012 tarihindeki olayda 5 kişi öldü, 10 kişi de yaralandı...

Bütün bu gelişmeler karşısında, Türkiye soğukkanlılığını muhafaza etti. Durumu istismar edip, Suriye'ye karşı bir askerî harekâta girişmedi. Sadece bölgeyi ateş altına alan topçu bataryalarını imha etmekle yetindi. Dünkü patlamalardan sonra, olayın öfkesiyle, bazı kişilerin Reyhanlı'daki Suriyeli sığınmacılara hücum ettiği bilgileri de geldi. Başbakan Erdoğan, bu tür vakalara karşı vatandaşları uyarıp sükûnete davet etti. Hâlihazırda misafirimiz durumunda bulunan garip ve masum Suriyeli mültecilere karşı, yanlış bir hareketin kabul edilebilir yanı yoktur. Zaten olayı yapanların da istediği böyle bir şey... Onların ekmeğine kimse yağ sürmemeli!..

Türkiye, başından beri zalim Baas rejimine karşı, Suriye halkının yanında yer alarak, bu insani politikasını büyük bir kararlılıkla sürdürüyor. Özellikle Batı ülkelerinin yaptığı gibi, Türkiye bu insanlık dramına kayıtsız kalamazdı. Bundan dolayı, Beşar Esad ve avanesinin Türkiye'ye pek kızdığı da bir sır değil. Daha birkaç gün önce, Banyas'ta ağzında emzik bulunan çocuklar da dâhil, yüz elli kişiyi hunharca katleden zalim rejimin başı Esad'a karşı, Erdoğan doğrudan ve çok sert bir açıklama yapmıştı. Acaba Reyhanlı'daki saldırı bu açıklamaya verilen bir cevap mıdır? Elde kesin deliller olmadan, buna evet demek doğru olmaz. Lakin Suriye rejiminin sabıkalarına bakıldığında, bu ihtimal çok yüksek...

Yetkililerin dile getirdiği üzere, Türkiye elbette olayı her yönüyle irdeleyecek ve gerekli gördüğü adımları atacaktır. Şu safhada, ölen vatandaşlarımıza rahmet dilemekten başka elden bir şeygelmiyor ne yazık ki.