2 milyar dolar uçtu, çok güzel oldu!

A -
A +

Para sayma görüntülerini ilk izlediğimde ne yalan söyleyeyim, mesafeli durdum.

 

Tâ ki savcılık soruşturma başlatana dek.

 

Sonra gerisi çorap söküğü gibi gelmeye başladı.

 

Önce İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kasası olarak ünlenen, danışmanı Fatih Keleş’in adı vardı kayıtta.

 

Sonra asıl bomba geldi; İmamoğlu İnşaat’ın Genel Müdürü Tuncay Yılmaz da oradaydı, hatta para sayılan yerin onun ofisi olduğu söylendi.

 

Tam da “Bu paralar CHP İl Başkanlığı binasını almak için topladığımız bağışlardı” derken hem de!

 

Düşünsenize; CHP il binası için resmî yoldan(!) bağış toplanmış, bu bağışlar ne hikmetse belediye başkanının özel inşaat şirketinin genel müdürüne götürülmüş, hep birlikte orada sayıyorlarmış.

 

“Peki, bunlar bağış ise makbuzu var mı?” diye sorulduğunda verilen cevaplar ise her defasında “Bilmiyorum” oldu.

 

O dönemin CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu bile bunu söyledi savcıya.

 

     ***

 

CHP, resmî hesaptan tapuya 24 milyon lira yatırdığı bina alımında, yaklaşık 15 milyon lira da bina sahibine elden ödendiğini söyleyerek, yani özetle hadiseyi ‘vergi kaçırma suçu işlediğine’ küçülterek, konuyu kapatmaya çalıştı.

 

Fondaş medyaları da ‘kameraların kaydettiğini, parayı sayanlar biliyordu’ haberleriyle “Bakın işte bunlar bağış parası. Gayrimeşru para olsa bile bile kamera önünde sayarlar mı?” demeye getirip, durumdan rahatsızlık duyan taraftarlarını aldatma hinliğine girişti.

 

Ancak ne yaptılarsa olmadı.

 

     ***

 

İmamoğlu’nun eski avukatı CHP milletvekili Turan Taşkın Özer, Küçükçekmece Belediye Başkanı’nın oğlu dâhil, 12 isim savcılığa ifadeye çağrıldı.

 

Bunların içindeki en önemli isim; iş adamı Hasan Şenyurt’tu.

 

İBB’ye spor faaliyetleri kapsamında bir proje sunan, kabul sözüne güvenip sözleşme imzalamadan cebinden ciddi miktarda harcama yapan, ancak İBB projeden vazgeçince yarı yolda kalan Şenyurt, zararını kurtarabilmek için yıllarca İmamoğlu’na yakın isimlerin kapısını aşındırmış.

 

Kamuoyu açısından “İyi ki öyle olmuş” diyeceğim, çünkü Hasan Şenyurt normal faaliyetlerini yürütüyor olsa belki hiçbirimizin bilemeyeceği bir menfaat ağı şebekesini önceki gün TGRT Haber’de çıktığımız programda anlattı.

 

Bize söylediklerinin belgelerini savcılığa vermiş zaten.

 

Dinlerken dehşete düştük âdeta.

 

Vurgunun boyutu öyle böyle değil.

 

Görüntüsünü izlediğimiz para da minnacık bir kısmıymış zaten toplanan avantanın…

 

     ***

 

İş adamı Hasan Şenyurt’un anlattıklarına göre, görüntülerde kaydedilen paranın meblağı en az 200 milyon lira.

 

Yani öyle CHP il binası için elden verilecek 15 milyonla falan sınırlı değil mevzu.

 

Yine kendisinin savcılığa sunduğu ses kaydındaki iddiaya göre, sadece iş adamı Hüseyin Köksal’ın şoförü Servet Aydın o ofise altı ay boyunca çanta çanta para taşımış.

 

Hem de kimin arabasıyla biliyor musunuz?

 

İmamoğlu’nun verdiği İETT bakım ihalesinden ismini sıkça duyduğunuz, CHP Milletvekili Özgür Karabat’ın çakarlı resmî makam arabasıyla.

 

Diyeceksiniz ki milletvekilinin arabasının iş adamı Hüseyin Köksal’da ne işi var?

 

Peki, yakın zamanda yine CHP Milletvekili Gökhan Günaydın’ın çakarlı arabasını İBB Özel Kalem Müdiresi Kadriye Kasapoğlu’nun kullandığı ortaya çıkmamış mıydı?

 

Hatta bu rezillik ortaya çıkınca, CHP’li vekil Günaydın “Araç benim değil mi? İstediğime kullandırtırım” minvalinde bir meydan okumaya girişmemiş miydi?

 

Şimdi bu iki milletvekilinin isimlerinin de karıştığı hadisede görülüyor ki, CHP’liler çakarlı makam arabalarıyla para valizleri taşımış.

 

Çakarlı arabaların kullanılmasının esprisi şu; malum çevirme, polis araması falan oluyor… Mesele ondan kurtulmak.

 

     ***

 

İBB’yi soyup soğana çeviren ve toplanan kirli paraları, kimsenin bilmediğini zannettikleri lüks rezidanslarda, ofislerde istifleyen şebekeyi yıllarca takibe alarak isim isim çözen ve bütün bildiklerini devletin savcılık makamına aktaran Hasan Şenyurt’a, bir İstanbullu olarak -sadece bu yolla- 5 yılda tahminen ne kadar soyulduğumuzu sordum.

 

En az 2 milyar dolar olduğunu söyledi.

 

Kirli paranın daha çok ihale yolsuzluklarından üretildiğini kaydetti.

 

Hatta 2019’dan sonra kurulan ve bu işlerde kullanılan şirketlerden birinin senede 90 milyonluk iş yaptığını, ancak bu şirkete milyarların aktarıldığını anlattı.

 

İBB’de kurulan bu şebekenin bazı mafya gruplarıyla iş birliğinde olduğunu, hatta o mafya örgütlerine de ihale verildiğini belirtti.

 

Daha da ürkütücü boyutu, bu şebekenin içinde FETÖ’nün prensi bir ismin olduğunu, paraların bir kısmının yurt dışı hesaplara aktarıldığını söyledi canlı yayında.

 

Daha ne desin?

 

     ***

 

Şenyurt’un savcılığa sunduğu dosyalar, sadece 2019’daki para görüntülerini izlediğimiz İmamoğlu İnşaat’ın Genel Müdürü Tuncay Yılmaz’ın ofisinde dönen film ve fırıldakla ilgili değilmiş…

 

Geçtiğimiz kasım ayında yapılan CHP kurultayında delege satın alarak Kemal Kılıçdaroğlu’nu devirmek için dağıtılan rüşvet ve kara paraya ilişkin de önemli belgeler sunduğunu anlattı savcıya.

 

Bu amaçla İmamoğlu cephesinin 1,2 milyar lira dağıttığını bazı kızgın CHP’lilerin açıklamalarından biliyorduk mesela.

 

Cep telefonlarını da duymuştuk.

 

Meğer 70 lüks daire gibi, delegelerin satın alınmasında kullanılan başka kalemler de varmış.

 

Soruşturmaya bunlar da dâhil olmuş.

 

Ve ‘bu işin seyri, kurultayın iptaline kadar gidebilir’ diyor iddianın sahibi Hasan Şenyurt.

 

Görünen şu ki, soruşturma derinleştikçe 90’ların İSKİ skandalı, bugünkü vurgunun yanında gölgede kalacak...

 

     ***

 

Düşünün, bunlar sadece ihalelerden vurulan meblağlar, işi düşen iş adamlarından tokatlananlar…

 

Bir de devletten gelen paranın hortumlanması var ki, o henüz kapağı bile açılmamış bir mevzu.

 

Geçenlerde Tevfik Göksu anlattı, CHP’li İBB yönetimi her sene aynı projeleri yapacağım diye bütçeye sunmuş, parasını almış ama yapmamış, bir sonraki yıl aynı projeleri tekrar getirmiş.

 

Bu yolla 266 milyar lira kaynağın buharlaştığını, CHP’li İmamoğlu yönetiminin, hiçbir hizmet yapmadıkları hâlde 2019’daki 1,8 milyar avro borcu 2,8 milyar avroya çıkardığını belirtti.

 

“Bunun için neden suç duyurusunda bulunulmadı?” diye sorduk.

 

Bunun yetkisi İBB Meclisi’ndeymiş, onlar Denetim Komisyonu’nun ardından bunun raporunu yayınlayacakmış, sonrasında Sayıştay devreye girecekmiş.

 

Yani yargıya suç duyurusunda bulunulacaksa önce İBB Meclisi Denetim Komisyonu, ardından Sayıştay raporu yayınlandıktan sonra olabiliyormuş.

 

Böyle bir şey 31 Mart seçimleri öncesi olmayacak tabii ki…

 

Şayet İBB Meclisi’nde çoğunluğu yine Cumhur İttifakı kazanabilirse Hazine’den gönderilen ve İBB’de ‘buharlaşan’ o paraların hesabı sorulabilecekmiş.

 

CHP’nin DEM’le birlikte kent uzlaşması adı altında DEM’e İBB’de grup kurdurma çabasını şimdi bir de bu yönden okuyun.

 

Şunları yapan, DEM’e daha neler vermez?

 

Bunların hesabı sorulsun mu, sorulmasın mı?

 

Asıl mahkeme 31 Mart’ta kurulacak ve bunun kararını sandıkta siz vereceksiniz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
okur28 Mart 2024 14:42

istambul nimet nimet anlamadınız mı

ata28 Mart 2024 10:48

ekremi beylikdüzünde selamlı sabahlı diye seçtiren mütedeyyin kesim utansın... zulüm beylikdüzünde başladı, devam ediyor, umarız tüm türkiye.yi sarmasın... buradan o mütedeyyin geçinen kitleye de ayrı bir selam yolluyoruz...

OĞUZ AKDEMİR , okakdemir@iski.gov.tr28 Mart 2024 08:33

Yazılarınızı okumaya gayret ediyorum(okuyamadığım azdır) yani CEHAPE kazanırsa soyguna devam edilecek ve kaybeden TÜRKİYE olacak. Bir yerde yolsuzluk oluyor,bilinmesine rağmen hemen savcılık müdahale edemiyorsa pardon ama bu, rüşvet düzeninin herkesin istemesinin bir neticesidir.