AÇIK KAPI SİYASETİ!..

A -
A +

Kanaatimiz odur ki şu gün CHP’de bir kurultay olsa Özgür Özel, diğer adaylardan daha fazla oy alarak yerini korur. Sn. Özel, 8 Kasım 2023’te yapılan kurultayda beklenmedik bir şekilde partisine genel başkan seçildi. Ne var ki emanetçi olarak görülüyordu. İBB Başkanının kendisine destek vermesi bundan dolayı idi. Ekrem İmamoğlu, saklanmaz bir hâmi tavrındaydı…

 

Özgür Özel’i bekleyen akıbet ya rüşdünü isbat etmek veya yaygın kanaatteki gibi bir süre başta kaldıktan sonra emâneti bir başka isme teslim etmekti. Bunun geçmiş yıllarda örnekleri de vardır. En meşhur olanı Hüsamettin Cindoruk’tu. Süleyman Demirel’in emanetçisiydi.

 

"El mi yaman, bey mi yaman?!" diye boşa söylenmemiştir. CHP, her ne suretle olursa olsun, Özgür Özel’in genel başkanlığında girdiği 31 Mart mahallî seçimlerini kazandı. Bu sonuç, CHP’nin son 75 yıllık tarihinde bir ilktir. Kazanmaya türlü izah hatta itirazlar getirilebilir. Sebepler, neler olursa olsun hüküm şu ki; "Her iş neticesiyle ölçülür." Bu söz, Sevgili Peygamberimizin -aleyhisselam- buyruklarıdır.

 

Özgür Özel’e genel başkan seçildiğinden bu yana bir karne vermek gerekirse durum şudur:

 

-Yaptığı istiklâl mücadelesini hiçe sayarak Hamas’a terör örgütü demesi, böylece İsrail’e destek vermesi, çok vahim bir hata oldu. Belki de hayatının en ağır hatasıdır. Bundan dolayı Gazze direnişçilerine büyük ve samimi bir özür borcu vardır.

 

-Kendi genel başkanlığında seçimleri kazanması hayatının dönüm noktası oldu.

 

-Seçimlerden sonra Cumhurbaşkanını ziyarete gitmek istediğini söylemesi, Ramazan Bayramında Sn. Erdoğan’ı telefonla araması, 23 Nisan merasiminde TBMM’de Cumhurbaşkanıyla oturup çay içmeleri ve ziyaret mevzuunu teyid etmeleri ve nihayet 2 Mayıs 2024 Perşembe günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı AK Parti Genel Merkezinde ziyaret etmesi hep olumlu davranışlardır.

 

-Görüşme ve tebrik aramasına dair söylediği sözler de haklı ve doğru gerekçelerdir. Onlardan biri şuydu "millet, genel yönetimi, Cumhur İttifakı’na yerel yönetimi, partimize verdi; bu iki gücün anlaşması milletimizin çıkarınadır!" Diğer sözü ise son senelerde çok da hatırlanmayan bir değere atıftı "Makama saygı" dedi. Cumhurbaşkanlığı Makamına saygıdan dolay Cumhurbaşkanını ziyaret etmek! Cumhurbaşkanı TBMM’ye girdiğinde ayağa kalkmayan bir anlayıştan bu seviyeye gelmek az şey değildir.

 

Kısacası özgür Özel’in attığı adımla tarihî bir ziyaret gerçekleşti. Aslında "tarihî" demek yerine "tabiî" demek çok daha yerinde olurdu ama ne yaparsınız ki AK Parti ve CHP genel başkanları birbirlerini son olarak 8 yıl önce ziyaret etmişler…

 

2 Mayıs’taki ziyaretten her iki genel başkan ve her iki taraf memnun oldu. En kısa zamanda iade-i ziyaret gündeme geldi. Sn. Erdoğan da Sn. Özel’i arkadaş veya arkadaşlarıyla beraber CHP Genel Merkezinde ziyaret edecek. İki taraf arasındaki son iade-i ziyaretin üzerinden de 18 yıl geçmiş.

 

Hatanın neresinden dönülse kârdır.

 

Birinci veya ikinci parti yahut iktidar veya ana muhalefet partisi başkanlarının yüz yüze gelip istişare etmeleri muhakkak ki şahısları, dahası partileri, en önemlisi de milletimiz için kazanç olacaktır. Bu yapılana "açık kapı siyaseti" denebilir. Hani birbirimize gerektiğinde "kapım her zaman açık!" deriz. O hesap. En nihâyet, bunlar, bu memleketin partileri. Milyonlarca vatandaşı temsil ediyorlar. Şu diyaloğun en sağlıklı ve millî şekilde DEM tarafından da arzulanıp kuvveden fiile çıkarılması da bir ihtiyaçtır.

 

Konuşmak daima fayda getirir.

 

Netice olarak:

 

Özgür Özel, Hamas’a dair ettiği talihsiz beyanı, tashih için bir yana bırakılırsa; söylediği sözler, yaptığı ziyaret ve makama karşı duyduğu saygı ile CHP’de rüşdünü isbat etmiştir. Bundan böyle emanetçi olarak telakki edilemez. İmamoğlu, gerçeği görerek işine yani belediye hizmetlerine bakmalı.

 

Şimdiden sonra Özgür Özel’e düşen vazife devleti, milleti, milletin değerlerini, tarihimizi ve bölgeyi tanımaktır. Bu da aklı başında ve mes’uliyetini bilen müşavirlerle olur. Filistin’e dair düzgün bir müşaviri olsaydı Gazze’de Türkiye’de ve İslâm âleminde kalbleri kıran o sözü etmezdi. Bundan dolayı Sn. Erdoğan’a Namık Tan ile birlikte gitmesi yerinde olmuştur. Sn. Tan’ı biliriz. Washington’da yaşadığımız yıllarda Büyükelçimizdi. Sohbetimiz çok oldu.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Halil Erdoğan 6 Mayıs 2024 19:54

Rahim bey i tebrik ediyorum... Bizim mahalle de ağırlığı olan kıymetli bir insan dır... Her yazısında ve konuşmasında olduğu gibi yine makul çoğunluğun aklından geçen leri yazıya dökmüş tür... Kaleminize sağlık abi...