21 Mayıs 1864 ve 2014 Soçi Kış Olimpiyatları

A -
A +

 21 Mayıs 1864, Kafkas Savaşlarının sonu ve Çarlık Rusyası'nın Kuzeybatı Kafkasya nüfusunun yüzde 95'ini ana vatanlarından zorla koparmasının sembolik tarihidir. Savaş ve soykırımdan sağ kalanlar Osmanlı Devleti'ne sığınmıştır. Sürgünlerin yarısından fazlası ilk bir yıl içinde açlık ve hastalıktan hayatını kaybetmiştir. Toplumsal travmalar unutulmuyor. Bundan dolayı Moskova, Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti'ndeki Kafkasya kökenlilerden her zaman tedirgin olmuştur. Moskova ile Kuzey Kafkasyalılar arasında güvensizlik ve gerilim ortamını oluşturan tarihî nedenler bulunmaktadır. Söz konusu tarihî nedenler, Çarlık Rusyası'nın 21 Mayıs 1864'te sona eren Kafkas Savaşları sonrası Kuzeybatı Kafkasyalıları ve 93 Harbi (1877-78) Osmanlı-Rus Savaşı sonrası Güneybatı Kafkasya Müslümanlarını Osmanlı Devleti'ne zorunlu göçe tabi tutmasıdır...

Soğuk Savaş sonrasında ise Rusya Federasyonu ile Kuzey Kafkasyalılar arasında I. ve II. Çeçenistan savaşları sırasında soğukluk olsa da 21. yüzyılda soğukluk yerini yakınlaşmaya bırakmıştır. Bunun ana nedenleri, Soğuk Savaş sonrasında Sovyetler Birliği'nin sona ermesi; Rusya'nın Kosova Çerkeslerine sahip çıkması ve 1999'da Maykop'a yerleştirmesi; 1992-93 ve 2008 Abhazya savaşlarında Rusya Federasyonu'nun Abhazya'yı desteklemesi ve Abhazya'nın bağımsızlığının Rusya tarafından tanınmasıdır.
Rusya ile Kuzey Kafkasyalılar arasındaki olumlu hava 2010'lu yıllarda tekrar olumsuza doğru dönmeye başlamıştır. Bunun başlıca nedenleri: ABD'de The Jamestown Foundation'un öncülük ettiği "Çerkes Soykırımı" ve "No Sochi" kampanyalarının Kuzey Kafkasyalı gençler tarafından benimsenmesi; Söz konusu kampanyalara Saakaşvili yönetimindeki Tiflis'in destek vermesi; Gürcistan'da Çerkes Soykırımı üzerine uluslararası toplantıların düzenlenmesi; Gürcistan'ın Anaklia kasabasında Çerkes Soykırımı anıtının açılması; Rusya'nın reaksiyonel tavır göstererek Ankara Büyükelçiliği kanalı ile diyalog kanallarını azaltması; Rusya'nın tarihi vatandaşları olan Suriye Çerkeslerine siyasi, ekonomik ve sosyal olarak sahip çıkmaması; Moskova'nın Suriyeli Çerkeslerin Rusya Federasyonu'na yerleşmesini kısıtlamasıdır...
İşte bunlardan dolayı önümüzdeki yıllara dikkat etmeliyiz. Hem Moskova, hem de Kuzey Kafkasya tarafında enerji birikmesi var. Bu enerji doğru kanallara akıtılmazsa bir patlamaya dönüşebilir. Rusya Federasyonu ile Kuzey Kafkasya arasındaki 2010'lu yıllarda başlayan olumsuz hava Kuzeybatı Kafkasya'yı tehlikeli bir sürece götürebilir. Bekleyen muhtemel tehlikeler: 2014 Soçi Kış Olimpiyatları'nda Kuzey Kafkasyalı gençlerin kullanılması ile kanlı eylemlerin başlatılması. 1972 Münih Olimpiyatları benzeri olayların tezgâhlanması. 2014 Soçi Kış Olimpiyatları'nda kanlı eylemlerin tezgâhlanması sonucu Kuzeybatı Kafkasya'nın istikrarsızlaşması ve terörize edilmesi. Kuzeybatı Kafkasya'nın istikrarsızlaşması ve terörize edilmesi sonrasında bütün dünyadaki Kafkas diaspora gençliğinin Rusya'yı rahatsız edici terör eylemlerinde kullanılması. Kuzeybatı Kafkasya'nın (Adigey, Kabardey-Balkar ve Karaçay-Çerkes Cumhuriyetleri) Rus ordusu tarafından yeniden ezilme tehlikesi.
Rusya ile Kuzey Kafkasyalılar arasındaki 2010'lu yıllarda başlayan olumsuz havanın olumluya dönüşebilmesi ve muhtemel tehlikelerden kurtulabilmek için yeni politikaların geliştirilmesi gerekiyor.
Soçi Kış Olimpiyatları'nın Kuzey Kafkasyalıların da olimpiyatı olduğu vurgulanmalıdır. Moskova'nın Kuzey Kafkasya ile tarihi olarak barışması için Kremlin ve Duma'nın zorunlu göçün 150. yılı olan 21 Mayıs 2014'te 19. yüzyılda yaşanan olaylardan dolayı üzüntülerini belirtmeleri ve Soçi'ye "Barış ve Dostluk" anıtının Kış Olimpiyatları öncesi yapılması olumlu adımlar olacaktır.
21. yüzyıl güvensizlik üzerine kurulu olan Türk-Rus ilişkilerini kökten değiştirmiştir. Ankara ve Moskova güven üzerine kurulu yeni bir dünya inşa etmektedir. Böylece ikili ilişkiler son 500 yılın en iyi dönemini yaşamaktadır. Nisan 2011'de karşılıklı olarak vizelerin kaldırılması ikili ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunmuştur. Türkiye ve Rusya Federasyonu, çok yönlü ve çok boyutlu yakınlaşmaya devam etmektedir. Bu durum, Moskova ile Kuzey Kafkasyalılar arasındaki ilişkilerin kökleşmesine ve güvensizliğin aşılmasına yardımcı olacaktır. Çünkü, dünyada Kuzey Kafkasya kökenli (Adige, Abhaz, Çeçen, Dağıstanlı, Oset, Karaçay-Balkar, Wubıh...) nüfusun en fazla olduğu ülke Türkiye'dir. Bu nedenle, Rus-Türk ilişkilerinin yeniden ele alındığı ve kökleştiği 21. yüzyılda Rus-Türk yakınlaşması perspektifinden Kuzey Kafkasya yeniden değerlendirilmelidir... 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.