Reyhanlı'ya Reyhanlı'dan Bakış

A -
A +

Reyhanlı'dan gazeteci ve şair Feyyat Özyazar Reyhanlı katliamını kaleme aldı. Baba dostum Feyyat Bey'in Reyhanlı'ya Reyhanlı'dan bakışını özetleyerek aktarmak istiyorum:

Reyhanlı Belediyesi'nin güneyinde bomba yüklü ilk araç patladı. Bu bölgede fotoğrafçı, berber, züccaciye, hediyelik eşya, bakkal, tavukçu, kuaför, mühendislik bürosu, kadın giyim mağazası, emlakçı ve pastane var. İlk patlamanın bulunduğu bölgede genelde Suriye'nin İdlib vilayetinden göç eden insanlar yerleşmiştir. Bu nedenle bu bölgede yaralanan ve ölenler genelde İdlibli'dir. İkinci patlamanın olduğu bölge ise Reyhanlı'nın tam orta yerindeki PTT binasının önüdür. PTT'nin sağında ve solunda işhanları, Halk Bankası, ticari yazıhaneler ve dershane var. Bu bölgede tam bir katliam yaşandı. İlk patlama ile ikinci patlama arasında 5 dakikalık bir zaman var. Birinci patlamada aracın bırakıldığı yer geniş bir cadde olmasına karşın ikinci patlamada aracın bırakıldığı yer kaldırımlar dahil en fazla 20 metrelik dar bir caddedir. Birinci patlama şehir merkezindeki insanları hem korkuttu hem de meraklandırdı. Çoğu insan aracına, motosikletine atlayıp belediye önüne gitmek üzere yola koyuldu. Ancak PTT önündeki yığılma caddenin tıkanmasına sebep oldu. İşte ne olduysa o anda oldu. Belki de bu şekilde planlanmıştı patlama...
Reyhanlı'da ortalama 60 bine yakın Suriyeli var. Bunların yüzde 75'i İdlib bölgesinden. Diğerleri Halep, Hama, Humus, Şam ve Lazkiye bölgelerinden. Reyhanlı ilçesinde Suriye'ye özgü yemekleri, ekmekleri ve tatlı çeşitleri yapan onlarca lokanta var. Ayrıca burada sarraf, telefoncu, ikinci el ev araç gereçleri satan, ticari taksi ve kamyonet çalıştıranlar var. Seyyar el arabaları ile ekmeğini kazanan onlarca insan var...
11 Mayıs 2013'ten bir hafta önce 4 Mayıs'da çoğunluğu CHP, MHP ve bir kısmı da AK Parti'den oluşan Reyhanlılılar "Reyhanlı'da Suriyeli istemiyoruz" diye kısa bir yürüyüş yaptı. Bazı Suriyeliler tartaklandı, bazı araçlara zarar verdiler. Suriyeliler zorunlu olmadıkça sokağa çıkmıyor, şehre inmiyordu. Bu patlamada Suriyelilerden az kişinin ölmesi de bundan kaynaklandı. Ancak muhalefet partileri bunu Reyhanlı'ya gelen kendi parti mensuplarına doğru olarak yansıtmadılar. Örneğin ben CHP heyeti Reyhanlı'ya geldiğinde, kendi ailemizin taziye çadırında CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap, Milletvekili Hasan Akgöl, Milletvekili Refik Eryılmaz ve eski Milletvekili Fuat Çay'ı gördüm. Partinin il yöneticileri, ilçe yöneticileri vardı. Konuşmalarını basın mensupları çekiyordu. Kendilerine verilen bilgiler, edindikleri izlenimler farklıydı. Konuşmaları gerçekle bağdaşmıyordu. Zira patlamadan bir hafta önce yapılan yürüyüşün Suriyelileri korkuttuğu, endişeye düşürdüğü bu nedenle az Suriyeli şahsın ve az aracın hasar gördüğü aktarılmamıştı veya aktarılmış ama onlar tarafından dile getirilmiyordu. Aynı şekilde MHP de benzer bir açıklama yaptı. Onlara da yürüyüşten bahsedilmemiş veya onların işine gelmediğinden gündeme getirmemişlerdi...
Suriyelilerin Reyhanlı'dan göçü patlama öncesinde başlamıştı ve şimdide devam ediyor. Zenginler Türkiye'nin her tarafına, fakirler ise kendi ülkelerine. Reyhanlı'da kalanlar da evlerine kapanmış, güvendikleri, samimi oldukları komşuları aracılığı ile ekmek aldırıyor, gıda maddesi aldırıyor ve cezaevi hayatı yaşıyorlar. Devletin, hükümetin alacağı kararları bekliyorlar. Neticeye göre hareket edecekler. Ya Türkiye'nin bir başka bölgesine ya da Suriye'ye göç olacak. Onlar da Reyhanlı'nın ikiye bölündüğünün farkında. Zira bir komşuları onlara iyi davranırken, diğer bir komşuları da ya yüz çevirmiş yada küfür ediyor. Türkçe bilmeseler de hissediyorlar. Bir Suriyeli şunları söyledi: "Siz iki bombadan sarsıldınız, perişan oldunuz. Şok oldunuz, kendinizi kaybettiniz. Biz ise her gün onlarca bomba ile yanıyorduk. Yüzlerce ölü ile karşılaşıyorduk. Bu kadar sarsılmadık. Bizi kendi devletimiz bombalıyordu, sizi ise bilinmeyen bir örgüt bombalıyor. Acınız büyük haklısınız ama halkınızın bir kısmı da bu meseleyi Suriyeliler açısından abartmış durumda..."
Patlamadan sonra eşimden bir telefon geldi. "Git kızımı bul!" dedi. PTT önüne geldiğimde alanda cesetler vardı. Arabalar, dükkanlar yanıyordu. Dershane yok olmuştu. Ne bir kapı kalmıştı, ne merdiven. Hem cesetlere bakıyor hem de sağa sola koşan insanlar arasında kızımı arıyordum Ama yoktu. Bir saat sonra ikinci bir telefon geldi. Kızım hastanedeydi. Ağlamaya başladım, elim ayağım tutmaz olmuştu. Cam parçaları yaralamıştı. Akrabalarımdan iki ve aşiret bazında uzak akrabalardan altı kişiyi kaybettik. 8 cenazemiz vardı. Yakın komşularım, arkadaşlarımın çocukları, yeğenleri derken 20'ye yakın cenazeye iştirak ettim...
.....
Feyyat Bey'in aktardığı gibi Reyhanlı'da acı bitmiyor. Yaraları sarmaya devam etsek de acı devam ediyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.