Ergenekoncuların sadakat yemini!

A -
A +

2007-2011 döneminin en kritik iki davası Ergenekon ve PKK terör örgütünün şehir yapılanması KCK davası oldu. Şimdi her iki davanın aktörlerinden bazıları 12 Haziran seçimlerinden sonra TBMM'ye taşınacak. Dolayısıyla bu davalar siyasallaşacak. Türk demokrasi tarihi ve siyasi hayatı açısından en çarpıcı yanı ise Türkiye Cumhuriyeti hükümetini yıkma, parlamentoyu çalışamaz hale getirme ve ülkeyi bölmeye çalışma iddiasıyla suçlanan sanıklar, seçildikleri takdirde Parlamento kürsüsünden rejime sadakat yemini edecekler. Mahkemelerde iddiaları reddeden sanıkların samimiyetini ise ettikleri yemine sadık kalıp kalmayacakları gösterecek. MHP'nin Engin Alan tutumu Siyasi partilerin aday listeleri üzerine fırtınalar koptu. En çok gürültü, sağ kökenli ve Ergenekon davasında yargılanan bazı sanıkları aday gösterdiği için CHP'de çıktı. MHP'de ise tartışmalar, Emekli Korg. Engin Alan üzerinde yoğunlaştı. Peki, MHP neden Engin Alan'a sahip çıktı? MHP kulislerine göre Alan'ın durumu özel. Balyoz Davası'nda yargılanmasına karşın Alan Paşa'nın milliyetçi tabandaki karşılığı farklı. Çünkü Alan, "teröristbaşı Abdullah Öcalan ve sağ kolu Şemdin Sakık'ın yakalanarak Türkiye'ye getirilmesindeki rolü" ile MHP listelerinde yer buldu ve İstanbul 1. bölgede liste başı yapıldı. Özal'ı unutmak mümkün mü? 12 Haziran seçimlerine damgasını vuracak olan "vizyon" ve "aktif dış politika" kavramları ile Türkiye ilk kez Turgut Özal'la tanışmıştı. Özal, bugün soruşturma süreci başlatılan 12 Eylül 1980 askerî müdahalesinden sonra 6 Kasım 1983'te yapılan seçimlerde iktidara gelmişti. Özal, hiç şans verilmemesine ve darbenin lideri Kenan Evren'in seçim öncesi kendisini hedef alan zehir zemberek açıklamasına rağmen Turgut Sunalp'in Milliyetçi Demokrasi Partisi'ni ve Necdet Calp'in Halkçı Partisi'ni âdeta ezerek iktidara gelmişti. Çünkü vizyon sahibiydi. Korumacılık duvarlarını yıkarak Türkiye'nin ufkunu açan Özal'ın "Türkiye'ye çağ atlattık. 21. yüzyıl, Türklerin yüzyılı olacaktır" gibi sözlerini, özelleştirme için verdiği mücadeleyi unutmak mümkün mü? Hele, 1980 öncesinde birbirinin varlığına tahammül edemez hale getirilen "Muhafazakâr, milliyetçi, liberal ve sosyal demokrat" eğilimleri iki elini baş üstünde birleştirerek verdiği "ANAP Selamı" sevgi ve hoşgörünün timsali olmuştu. Türkiye, onun açtığı yolda çok mesafe aldı. 17 Nisan pazar günü Özal'ın vefatının 18. yıl dönümü. Ruhu şâd olsun!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.