50 yıllık TSYD çınarı

A -
A +

 insanın değer verdiği güzellikler, zamanın su gibi akıp gitmesine, rüzgârlarla savaşmasına rağmen, her zaman yerini, aynı yerde korumasını bilir...

O yer, öyle herkesin mekan edineceği yer değildir aslında...
Hani insan, kalbindeki "sırça köşkü" nasıl ki herkese açmazsa, o değer verdiklerinin yeri de "sırça köşk" olmasa da, yine çok önemli konumunu almıştır benliğimizde...
Atsanız atamazsınız...
Rıza Polat Akkoyunlu'nun "Nokta noktam" mısralarında olduğu gibi "Unutamazsın nokta noktam, unutamazsın... Çünkü unutmak için, önce unutulmak gerek..."
Nasıl ki güneş doğmayı unutamazsa, dostluklar ve değer verilen insanlar da, unutulamaz, unutulması mümkün değildir...

 
***
1963 yılı TSYD'nin (Türkiye Spor Yazarları Derneği) temelinin de atıldığı yıldır...
Bugün, sadece 6'sının hayatta kaldığı 21 kurucuya ne kadar teşekkür etsek azdır...
Onlar, spor gazeteciliğini, bir çatı altında toplayıp, bugün 50 yılını tamamlayan "TSYD Çınarının" mimarıdır...
Bu dernek, bir kısım insanların tanımayıp, gücünü inkâr ettikleri bir dernek değildir asla...
Bu dernek, gazeteleri taa o günlerden, hâlâ bugün dahi spor sayfalarından okutan emekçilerin eseridir...
Geçtiğimiz cuma günü "50. Yıl" balomuzda en yaşlısından, en gencine bir araya topladığımız spor basını ve aileleri, en azından tarihe bir kere daha tanıklık etti...
Harika bir tablonun ortaya çıktığı o gecede sevinçlerin yanında, bir de üzüntülerin olduğunu atlayamayız...
***
Başta F.Bahçe olmak üzere Akhisar ve Karabükspor gibi Süper Lig takımlarının yönetimlerine çiçekleri için teşekkürü borç biliyoruz...
Ama ya diğerleri?
Ya sayfalara boy boy resimlerini koyduğumuz, televizyonlarda dakikalarca gösterdiğimiz, diğerleri?
Hadi gelemediniz, iki satır bir mesaj, ya da küçücük bir buket çok mu ağır geldi size?
Ve benim medyam...
Genel Kurul haberlerimizi, bildirilerimizi, sayfalarında asla görmek istemeyen benim medyam; siz hangi derneğin üyesisiniz?
Hâlâ daha kafalarının başka yerlerde olduğuna inandığımız o sorumlu yöneticiler, yazarlar, muhabirler, foto muhabirleri...
Bu dernek sizin, bizim, hepimizin...
Sahip çıktığınız anda, nasıl güçlü olduğumuzu göstereceğimiz fırsatları bir bir kaçırıyoruz bilmiş olun...
Gün gelecek, belki "Ne gerek vardı" diye bu derneği kuranları, hatırlamayacaksınız bile...
Hizmet edenleri, zaten unutacaksınız...
Şairin dediği gibi; "Unutmak için, önce unutulmak gerek..."
Ama...
Artık işler değişti galiba...
Şimdi "Unutulmak için, önce unutmak gerek."

İlk eli kim uzatacak?
Futbol Federasyonu Başkan Vekili Ufuk Özerten'in dediği gibi "İyi kötü, bu sezonu kazasız, belasız" bitirdik...
Aslında pek de kazasız, belasız olmasa da, o defter kapandı, tamam...
Şimdi mühim olan, yeni 
sezonun startı...
Açılacak yeni defterin beyaz sayfaları...
Henüz zaman varken, 5 şampiyon takımın başkanları, mutlaka bir araya gelmelidir...
Gelirler mi?
Bal gibi gelirler...
Siz bakmayın onların, uzaktan atıp tuttuklarına...
İşin içinde, huzur, güzellik, mutluluk olduğuna göre ve de şikâyetlerin hepsinin ana kaynağı "Renk düşmanlığı" ortadayken, birilerinin öncelikle elini uzatması gerekiyor...
Bu eli uzatanın eli havada kalmayacaktır...
Hatta, futbol dünyasının yıldızı olacaktır...
Önümüzdeki sezon, sayelerinde, kol kola maça gidenler, tribünde adam gibi oturan, maç sonunda evinin yolunu huzurlu şekilde bulan insanların dualarını alacaktır...
Gelin, şu fedakârlığı yapın sayın başkanlar, yöneticiler...
Kaybeden "futbol terörü" kazanan "Türk futbolu" olacaktır...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.