Perhiz ve turşu!
16 Temmuz 2013 01:00
Ersun Yanal , hayalinin teknik direktörlüğüne kavuştuktan sonra F.Bahçe ile çabuk kaynaştı...
Bilgisayar tekniğinin, sportif başarının gelmesinde büyük rol oynadığına olan inancı nedeni ile değişik çalışma metotlarını antrenmanlara yansıttığı için, futbolcuların neşeleri üst seviyede...
Yanal, Topuk Yaylası'nın taraftarlarca işgal altına alınması nedeni ile duyduğu rahatsızlığı, güvenlik mensuplarının yardımıyla kontrol altına alsa da, bazen o güvenlik de fayda sağlamıyor...
Kenarlardan koruduğu saha içini, bu defa hava harekâtıyla delmeye çalışanlar da yok değil tabii...
Acun Ilıcalı gibi...
Dünün Beşiktaş muhabiri; bugünün zengin adamı Acun , kafasına her estiğinde, ya uçağıyla, ya da helikopterle mutlaka bir çılgınlığa imza atıyor...
Geçtiğimiz gün F.Bahçeli futbolcuların antrenman yaptığı dakikalarda Acun , kimseleri ve yasakları takmadan, sahanın ortasına iniş yaptı helikopterle...
Toz duman etraf...
Ama gelen Acun...
Aziz Yıldırım'dan torpilli...
Ne zaman, nereden geleceği belli olmaz ki!
Ersun hocanın çalışmalarının ciddiyeti umurunda mı?
Neymiş efendim, Emre, M.Topuz ve Caner' i almaya gelmiş...
Aziz Yıldırım , gazetecileri haşlayıp elekten süzerken, eski bir gazeteciye, sahanın ortasına konma izni veriyor...
Demek ki, gazetecinin de zengini makbul F.Bahçe A.Ş .'nin başkanı için...
"Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır" diye boşuna dememişler...
Futbolumuza eziyet!
Günlerdir, Süper Lig'in 17 takımı (F.Bahçe hariç, neden hariç onu da anlamak zor ya) yabancı transferinde sayısal bolluk istediklerini dile getirerek ortalığı yangın yerine döndürüyor...
"Olsun da yabancı olsun" inatlaşmasıyla, kabak tadı veren ısrarlarıyla, daha ligimiz başlamadan, ortalığı bulandırmak, her gün büyük hızla düşüşe geçen seyirci sayısını da peşinden getirecektir, göreceksiniz...
Artık taraftarlar, kısır çekişmelerden bıktı...
Tıpkı şike olaylarından bıktığı gibi...
Yakında futbolumuzun tadını kaçıranlar için, yurdun dört bir köşesinde yürüyüşler düzenlenirse "Yeter artık" diye yöneticiler hedef alınırsa hiç şaşırmayın...
Aslında şaşılacak başka şeyler var ya...
Mesela teknik direktörler...
En başta da Fatih Terim...
Yıllarca milli takımın başında kalmış, büyük sıkıntılar yaşamış bir hoca, elindeki 11 yabancıya bile şükretmiyor...
Alınabildiği kadar alınsın...
"Açın halinden en fazla anlaması gereken tok hoca" eskiden olduğu gibi, alttan gelen genç yetenekler için yeşil ışık yakmayarak diğer meslektaşlarına da kötü örnek oluyor...
Bir Emre Çolak kimin elinde var...
Bulmuşsun, çıkarmışsın, faydalan ondan...
Acaba Terim, kadrosuna 6 tane yabancıyı baştan yazıp, 5 yerli için tercihler arasında Emre Çolak'ı yazabilecek mi?
F.Bahçe'de parlayan ama şimdi başka kulüplere kiralanan Berkaylar, Gökaylar, Recepler, bu kadar çabuk mu kaybedilecekti yabancılar yüzünden?
Ersun Yanal, bir yıllık mukavele yaparken, kendini riske atar mı, genç yeteneklere forma vererek?
Asla...
31 yaşındaki Cardozo'ya 4 yıllık (27 milyon euro) teklif yapılan bir kulüpte, gençlerin yolu hep karanlık olacaktır...
Çünkü, yöneticisi de, hocası da tribüne oynama düşüncesindedir...
Karınca gibi yarını değil, Ağustos Böceği gibi günü kurtarmak, prensipleridir onların...
Drogba, Sow, Kuyt, Snijder, Fernandes gibi yabancılar gelsin, hiç itirazımız yok...
Ama Trabzon'da bir yıl, yeşil sahalardan çok, kırmızı renkli gece kulüplerinde sahaya çıkan; İstanbul kaçamaklarıyla ünlü! Jaja, bugün, Anadolu'nun en iyi futbol oynayan takımı Kayseri'ye transfer oluyorsa vah ki vah...
Kendi yanlışları için takımlarını kalkan yapan bir anlayış, artık elini eteğini o asırlık takımlardan çekmelidir tez zamanda...
Sadece kendileri haklı öyle mi?
Mahkeme kadıya mülk değil...
Bugün olup, yarın belki de olmayacaklar, saçma tutumlarından vazgeçip, futbolda kardeşliği yeniden nasıl kazanmanın hesabı içinde olmalıdır...
Futbol elden gidiyor eyy yöneticiler...
Uyanın, uyanın...
İkide bir "Yeniçeri isyanı" gibi kazan kaldıran kulüpler, beğenseler de beğenmeseler de bu ülkenin bir Futbol Federasyon'u olduğuna saygı duymalıdır...
Yanlışı yok mu TFF'nin, çook...
Ama kulüplerin bu isyankârlıkları karşısında, onun kusuru, devede kulak değil mi?