Kimyasal korku

A -
A +

Sevgili okurlar, bu silahlar hedef ülkede, asker ve sivilleri saf dışı bırakmak, oluşan moral çöküntü ile hareket kabiliyetlerini azaltmak, bitkisel ve hayvansal besinleri zehirleyerek kullanılamaz hale getirmek amacıyla laboratuvarlarda üretilip tehdit unsuru olarak bulundurulmuş ve maalesef zaman zaman da kullanılmıştır. Kimyasal silahlar fizyolojik etkilerine göre sınıflandırılır: > Göz yaşartıcı gazlar: CN, CS1, CR > Burun ve boğaz tahriş ediciler: DA Clark 1, Adamsit > Akciğer tahriş ediciler: Klorpikrin PS, Fosgen CG, Difosgen DP > Cilt tahriş ediciler: Hardal Gazı HD ve HK, HN1-2-3, Lewisit 1-2 > Kan zehirleyiciler: Hidrojensiyanür (Siklon B), Hidrojenarsenik (Arsin SA) > Sinir Sistemi bloke ediciler: Tabun GA,Sarin GB,Soman GD > Psikolojik etkisi olanlar: LSD, BZ (Benzilik Asit) > Yakıcı etkisi olanlar: Napalm, Fosfor > Herbisitler: Bunlar insanlara dolaylı olarak zarar verir. Ormanları tahrip ederek saklanan asker ve sivilleri bulmak, besin elde edilen tarlaları yok etmek için kullanılır. En önemlileri; Agent Orange 2- 4, Agent Green 2-4- 5-T ve Agent White (Pikloram) 20. Yüzyıl'da Zehirli Gazların Kullanımı I. Dünya Harbi: Klor gazı, Fosgen, Hidrojensiyanür ve Arsin kullanıldı. Nisan 1915'te Almanya 150 ton Klor gazını düşman üzerine püskürttü. Klor havadan ağır olduğu için Fransız siperlerinde bulunan askerlere büyük kayıplar verdirdi (1.200 ölü, 3.000 ağır yaralı). Fransız tarafı da mukabelede bulunarak Şubat 1916'da Fosgen (COCL2) gazını Almanlara karşı kullandı. Kimyasal silahlar Birinci Dünya Savaşında 100 bin askerin ölümüne, 1 milyon 200 bininin de yaralanmasına sebep oldu. II. Dünya Harbi: Japonya; Çin'e karşı Hardal Gazı ve Lewisit kullandı. 50 bin Çinli asker ve 300 bin sivil hayatını kaybetti. Almanya; 1940-45 arasında Ausschwitz, Treblinka, Belzek, Sobibor, Dachau, Buchenwald gibi Temerküz Kamplarında milyonlarca masum kişi Siklon B ve Karbonmonoksit gazıyla öldürüldü. 1945 sonrası: 1961-1972 tarihleri arasında Güneydoğu Asya'da Fransa ve ABD, Kuzey Vietnam'a yanıcı Napalm bombası attı. ABD ayrıca Vietnam ormanlarında gizlenmiş Kuzey Vietnam ordusu ve Vietkong gerillalarına karşı Agent Orange (Turuncu Ajan) gibi bitkileri yok edici kimyasallar kullandı. Bu zehrin içinde bir yan ürün olarak bulunan ve çok daha tehlikeli bir zehir olan Dioxin'e çevre ve binlerce insan maruz kaldı. ABD ve Güney Vietnam birlikleri ayrıca büyük miktarda tahriş edici CS1 göz yaşartıcı gazı top mermisi ile düşman mevzilerine attılar. CS1 savaş alanında en çok kullanılan kimyasal silah türü oldu ve yeraltı dehlizlerinde, tünellerde saklanmış olan düşman askerlerini yeryüzüne çıkartarak yok edilmelerine de imkan sağladı. İran-Irak Savaşı: Saddam'ın uçakları İran mevzilerine kimyasal silahlardan Tabun, VX ve Hardal Gazı attı. Ayrıca Halepçe'de 16 Mart 1988'de 5 bin Iraklı Kürt hayatını kaybetti, 10 bine yakını ise ağır yaralandı. Burada yukarıdaki gazların yanında Sarin gazı da kullanıldı. Değerli okurlar, görüyorsunuz insanoğlu fırsatını buldu mu hiçbir çılgınlıktan geri kalmıyor. Esasen 1925 yılında imzalanan Cenevre Protokolü ile kimyasal silahların savaş sırasında kullanımı yasaklanmıştı. Ancak bu protokole, içinde ABD'nin de bulunduğu bazı ülkeler, kendilerine karşı zehirli gaz kullanılması halinde misillemede bulunabilmek amacıyla çekince koymuşlardı. Cenevre Protokolünü imzalamış olmalarına rağmen İtalya Etiyopya'da (eski Habeşistan), Japonya da Mançurya ve Çin'de kimyasal silah kullandılar. İtalya, Etiyopya'yı işgal ederken birçok kez zehirli gaz kullandı. Havadan uçakla Hardal gazı püskürtülmesinin yanı sıra gözyaşı bombası da atıldı. Çoğu sivillerden olmak üzere 15 bin kişi hayatını kaybetti 1993 yılında Kimyasal Silahlar Konvansiyonu (CWC) 13 Ocak tarihinde imzaya açıldı ve 29 Nisan 1997'de yürürlüğe girdi. Bu Konvansiyon, kimyasal silahların üretimini, stoklanmasını ve kullanımını yasaklayan bir silah kontrol anlaşmasıdır. 2009 Mayıs ayı itibariyle 188 ülke Konvansiyona taraf olmuştur. 8 ülke ise Konvansiyona iştirak etmemiştir. Bunlardan üçü Orta Doğu ülkeleridir. İsrail imzalamış ama onaylamamıştır, dolayısıyla taraf değildir. Mısır ve Suriye hiç imzalamamıştır. Afrika'da; Angola, Somali ve Güney Sudan, Asya'da ise Myanmar ve Kuzey Kore Konvansiyona taraf olmayan ülkelerdir. Bugünkü yazımda özetle kimyasal silahların korkunç etkilerini size sunmaya çalıştım. Umarım böyle acımasız bir teşebbüse hiçbir ülke yönetimi bir daha kalkışmaz. Yazdıklarım yaşanmış acı olayların sadece bir bölümünü yansıtmaktadır. İnsanoğlu artık şu fani dünyada "hayatın" bize bahşedilmiş büyük bir nimet olduğunu idrak etmelidir. Hepinize sağlık içinde mutlu bir hafta geçirmenizi diliyorum, hoşça kalın. Kimyasal korkuKATLİAMIN SİMGESİ Kimyasal silahlar, en çok diktatörlerin eline geçtiğinde tehlike arz ediyor. İran-Irak Savaşı'nı fırsat bilen Saddam Hüseyin, 1988'de Halepçe'ye zehirli gazlarla saldırdı. Sonuç çok korkunçtu: 5 bin ölü, 10 bin ağır yaralı. Halepçe katliamının simgesi haline gelen Gazeteci Ramazan Öztürk'ün çektiği yukarıdaki kareye; ölen bir dedenin son nefesini vermeden önce torununa sarılışı böyle yansımıştı... 1. Dünya Savaşı'nda ise Alman askerleri kimyasal silah tehlikesine karşı ilginç bir şekilde korunmaya çalışmıştı (solda). TÜRKİYE'DE KURAKLIK VE SEL 'Küresel ısınma' denince aklınıza ne geliyor? > Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın dört ilde düzenlediği çalıştayda göre, iklim değişikliği dendiğinde katılımcıların aklına gelen ilk kavramlar "kutup ayısı, tufan, kasırga" gibi Türkiye'de rastlanmayan küresel simgeler oldu. Edirne ve Trabzon'da "sel", Konya'da "kuraklık" İzmir'de ise "uzun yaz" cevapları alındı. SEVGİLİLER GÜNÜ HEDİYESİ Sevginiz onu da yaşatsın... > WWF-Türkiye'nin deniz kaplumbağası, saz kedisi, yunus ve orfoz gibi nesli tehlike altındaki türlerin korunmasına yönelik yürüttüğü "evlat edinme" kampanyasına katılarak 14 Şubat Sevgililer Günü için Sevgilinize anlamlı bir hediye verebilirsiniz. İLGİNÇ KAMPANYA 'Silahını getir, yepyeni bir bisiklet götür!' > ABD'nin ardından Uruguay da toplumda silah kullanımını azaltmak için yönetim ilginç bir kampanya başlattı. Silahını getirenlere karşılığında yepyeni bir bisiklet veriyorlar. Uruguay İçişleri Bakanı bu kampanyanın adını 'Hayat için silah' olarak verdi. 3.3 milyon nüfuslu Uruguay'da 1 milyon kişinin silahlı olduğu düşünülüyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.