Çocukluktan itibaren

A -
A +
Bizler mezuniyet töreni nedir bilmedik. Artık moda ve sektör oldu, ilkokullarda bile kepler havaya... Bir telaş, bir yarış, şimdi tören zamanı.
Özeliyle resmîsiyle üniversiteler, okullar, mezuniyet törenleriyle de haberlere konu olma derdindeler. Kimi davet edersek medyada yer alırız?
Mezuniyet töreninin mesajları?da değişmez: "Gençler! Okul bitti, artık yeni bir hayata atılıyorsunuz. Benim gibi başarılı olmak için şunu yapın, bunu yapmayın!" Bol tavsiye, bol alkış...
Konuklarını alkışla, coşkuyla dinleyen gençler ve aileleri, kendilerinin de, okullarının da, evlatlarının da ne kadar üstün olduğunun nişanesi olarak duyduklarını çevreleriyle paylaşır,?anlata?anlata?bitiremezler.
Benzer bir tabloyu, gazete, dergi ve TV'lerde de görürüz. Mikrofon-kamera başarılı isimlere uzanır; başarılar ballandırılır da ballandırılır...
Firmaların kurumsal iletişim, tanıtım, PR faaliyetleri de öyle. Hepsi makyajlı ve fotoşopludur. Hep güzel şeyler, hep iyi şeyler yapılmıştır. Ne yapıldıysa hepsi müşteri, hepsi topluma hizmet içindir.
Abartısız reklam olmayacağını bilsek de, her şeyin, her işin, her zaman güllük gülistanlık olmadığı gerçeğini çoğu zaman unuturuz.
Reklamları, halkla ilişkiler faaliyetlerini, iş adamlarıyla röportajları, kurumsal iletişim mesajlarını büyük oranda iskonto ederek değerlendirmemiz için elimizde çok sağlam bilimsel bir sebep var:
Maalesef, bütün bu işlerde, ciddî boyutlarda bir "seçim hatası" söz konusu.
Araştırma uzmanları iyi bilirler, bilgi ve görüş alacağınız "denek"lerinizi seçerken "seçim yanlılığı" (tarafgirliği) içine düşerseniz, gerçekleri görememiş, işin aslını çarpıtmış olursunuz.
Pek azı dışında, binlerce yeni ürünün, yüzlerce girişimin başarılı olamayıp tarihin çöp sepetine atıldığı, kaybedenlerin kazananlardan çok olduğu bir dünyada, hemen hemen bütün konuşmacıların başarılarından bahsetmeleri, gençlere bol bol bilindik tavsiyelerde bulunmaları hiç yoktan iyi olsa da, pek gerçekçi ve inandırıcı olamıyor, maalesef.
Üstelik, dün işe yarayan bugün aynı sonucu vermiyor.
Gönlümüzden geçen odur ki, gençler tavsiyeleri dinlesinler, kitapları okusunlar, okulları bitirsinler, hayatı öğrensinler ama, mutlaka ve mutlaka sürekli bir şeyler yapmayı, üretmeyi, etraflarına değerler katmayı alışkanlık hâline getirsinler.
Hem de çocukluktan itibaren...
(Pazarola, pazar günleri yayınlanır.)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.