Her kampanya bir tuzak

A -
A +
Dünkü "Türkiye" gazetemizin ana haberiydi. "Bedava tatil tuzağına düşmeyin" deniyordu.
Bakanlık uyarıları ne kadar etkili olur bilemeyiz ama, gerçek pazarlamacıların, bu işin mektebinden mutfağından gelenlerin, vatandaşa karşı önemli bir uyarı borçları olduğunu düşünürüm.
Oldum olası, pazarlama ile satış ve kampanya kelimeleri hep yan yana, birlikte kullanılageldi. Hâlâ da, bu kavramların birbirleriyle hiyerarşik ilişkileri konusunda kafalar netleşmiş değil.
Dillerde tüy bitse de, pazarlamayı stratejik, diğer ikisini, yani, satış ve kampanyayı operasyonel işler olarak görenler istisna sayılacak kadar az sayıda.
Pazarlama hâlâ, müşteri karşısında kazanılacak bir savaş olarak görülüyor; dillerde müşteri dostluğu ve sadakati, ellerde kampanya silahlarıyla, her sektörde, her seviyede, her gün, her fırsatta, her kanaldan, her yoldan müşteri avına çıkılıyor.
Bunlar pazarlamayı kendileri için bir hayat memat meselesi görüyor, "güçlenmek, gücüne güvenmek, gücünü kullanmak zorundasın, aksi halde, kazanamaz yok olursun" diyorlar.
Evet, ne yazık ki, yıllar boyu öğrendiklerimiz bize, pazarlamacı sıfatını taşıyan bazı kişi ve firmaların giriştikleri, müşteriye, tüketiciye yönelik satış kampanyalarının pek çoğunun arkasında birer tuzak, müşterinin ayağını kaydırma ihtimallerine dayalı birer hesap yattığını gösteriyor.
Hattâ, bu konudaki duruşum ve cesaretim "her kampanya bir tuzak" iddiasına kadar uzanabilir diye de korkuyorum.
Bazılarına göre pazarlama, müşteriyi cebinde parayla dolaşan varlıklar olarak görüp, onlardan daha fazla para çekme uğraşısı. Ve satış da, bu dürtüyle türlü çeşit kampanyalardan ibaret sanılıyor.
Kampanyaların hemen hepsi, insanın, müşterinin, tüketicinin bir zayıf noktasını keşfedip, buraya dokunmakla ilgili. Hepsi de, firmanın, markanın çıkarını ve kârını maksimize etmeyi amaçlıyor.
Aslında mantık basit:
Her firmanın kârının asıl kaynağı, müşterinin kesesi olunca, kampanyalardan maksadın ne olduğu, kimin en çok kazandığı, kazanacağı daha iyi anlaşılıyor.
İyi insan ve gerçek bir pazarlamacı olmanın icabı olarak, kendine olduğu kadar başkalarına da faydalı olmak isteyen, insanların paralarından ziyade hayır dualarının da peşinde olanların sayısı o kadar az ki...
Aman dikkat! Her kampanyaya dikkatle yaklaşalım. Önünü arkasını düşünelim. Zahmet-rahmet dengesini kollayalım. Parlak ışıklarına, gürültü ve cazibesine kapılıp, kendimizden geçmeyelim.
Dizginleri farfaralara kaptırmayalım.

(Pazarola, pazar günleri yayınlanır.)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.