Kusur ayıbı

A -
A +
Pazarlamayla satışı, reklamla halkla ilişkileri, hatır-gönülle profesyonelliği, bilimsellikle filimselliği birbirinden ayırt edemediğimiz, kâğıttan kaplanları ormanın hakimi bildiğimiz;?kargalar?ötünce?bülbüllerin sustuğu, hemen her şeyin birbirine karıştığı bir dünyada insan?bazen?ümidini?kaybedebiliyor.
Pazarlama, reklam, halkla ilişkiler, iletişim, itibar yönetimi ve medya ilişkileri gibi konuların okulları bile olsa, mekteplileri çoğalsa da, bu işleri "reklam kokan hareketler"den kurtaramadığımız da bir gerçek.
Halâ, bazı sayfalar, sütunlar, ekranlar, programlar haber değeri olmayan konularla, ayan-beyan reklam kokan metinler, görüntüler ve seslerle dolu.
Pazarlama ve iletişim temelli diğer işler, hepsi, sanki kusursuzluk üzerine kurulmuş. Bunlar her nereye el atarlarsa, sanki her şey bir anda güllük gülistanlık... Bir rüya, bir hayal ki, sat satabildiğin kadar...
İletişimin akış kanalı olan medya, aslında kusur ve yanlışlar üzerine kurulmuş sanılır. Ama, medyada da reklamıyla ve içeriğiyle güzelden geçilmiyor. Her şey makyajlı, her şey fotoşoplu, her şey abartılı...
Tercih dönemindeki yayınlarına bakarsak, bütün üniversiteler on numara... Hangisi hayal, hangisi gerçek?
Medya, arada sırada kusur bulmak, kusura bakmak ve kusurları göstermek görevini de hatırlar, bizi şaşırtır. Ama, şaşkınlık geçince anlarız ki, yine birilerinin kuyruğuna basılmakta, bir maksada koşulmaktadır.
Geçmişte yaşadığımız bazı örnekler, medyanın "araştırmacı gazetecilik"ten maksadının halka gerçekleri göstermek olduğuna dair inancımızı da zedelemişti. Kullanılan, vurgulanan her sıfatın bir şeylere örtü olduğunu öğrenmiştik.
Sorarız, siyasîlerin, onun bunun, bazı kesimlerin, halkın kusuru çok da, medyanın hiç mi kusuru yok? Medyanın ayıp ve kusurlarını kim gösterecek, kim araştıracak, kim bulacak, kim bakacak?
Resmî kurumların kusurunu arayan, bakan, bulan, gösteren ayıplayan çok olur da, özel sektör kuruluşlarının, bazı reklam verenlerin hiç mi kusuru olmaz?
Pazarlama, reklam ve halkla ilişkiler, kusurları örtbas etme, değersiz değerleri cilalama işi değil...
 Halkın gerçeklere, samimiyete ve dürüstlüğe açlığını doyuranlara hem selam, hem de helal olsun!
(Pazarola, pazar günleri yayınlanır.)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.