Ombudsmanlık

A -
A +
Ombudsmanlık
Bugün birçok gelişmiş ülkede bulunan Ombudsmanlık sisteminin ilk defa Osmanlı İmparatorluğu'nda başlatıldığını biliyor muydunuz? Kısaca tarihçesine göz atalım isterseniz;
İsveç Kralı XII. Şarl Ruslarla yaptığı savaşta yenilince 1709-1714 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğuna sığınmak zorunda kalır. Osmanlı idari sisteminde bulunan kazaskerliğin insanların adaletsizliğe uğramamasını ve kamu görevlilerinin güçlerini kötüye kullanmalarını önleyici bir fonksiyona sahip olduğunu görünce hemen harekete geçer. Osmanlı'daki Kazasker benzeri olan bir kişiyi ülkesinin yönetimini ve yargısını denetlemek üzere 'kendi gözü-kulağı'  yüksek vali olarak atar. Daha sonra ülkesine dönen Kral, yüksek validen aldığı raporlardan halkın memnun kaldığını öğrenince ombudsmanlığın kalıcı olması için talimat verir. 1809 yılında ise bu sistem İsveç Anayasasında temel kurum olarak yerini alır.
Bize gelince... Türkiye'de ise ombudsmanlığın tarihçesi düne dayanıyor. Geçen yıl AB müktesebatı çerçevesinde kuruldu.  Nihat Ömeroğlu'nun başkanlığında 5 üyeden oluşan kurula 3 ay gibi kısa bir süre içinde 4 binden fazla başvuru yapıldı. Bu da halkın kuruma güvendiğinin bir göstergesi...
200 yıl sonra dayatmayla da olsa Osmanlı mirasına sahip çıkabildik. Buna da şükür.  Üzülelim mi sevinelim mi takdir sizin?!

Züğürt tesellisi
ABD'de yapılan araştırmaya göre; peşin alışveriş yapanların beyni aktif hale geçtiği için acı çekiyormuş. Kredi kartı ile harcama yapanlar ise hiçbir şey hissetmiyormuş. Bilim adamları kredi kartının, kullanan üzerinde uyuşturucu etkisi yaptığı kanaatindeler.
Ülkemizde 54 milyon adet kredi kartı taşındığına göre ortalama 27-30 milyon insanın uyuşturucu etkisinde yaşadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Anlayacağınız bugünlerde aralarında uyuşturucu kullanan ünlü dizi oyuncularının da bulunduğu bazı isimleri gözaltına alan polisimizin işleri, bu yüzden ileride daha da ağırlaşacak gibi. Sırdaş polis projesi devreye girdiğinde komşusuna kızan  "Beynini uyuşturan kredi kartlarını elinde gördüm..." diye ihbarda bulunursa  vay halimize vay... Toplum olarak yandık ki ne yandık?!
Başbakan Erdoğan boşuna, "Kredi kartı kullanmayın" demiyormuş meğer...

Şems, kamer, düvel
ABD'li bilim adamlarından bir araştırma daha. Kuraklık, sel ve aşırı sıcak gibi iklim değişiklikleri şiddet olaylarını ve toplumsal çatışmaları körüklüyormuş. Şimdi anlaşıldı;
Mısır'da darbe yapan Sisi ile 'Arap baharı'na direnen Esad'ın binlerce Müslüman'ı neden katlettiği, Türkiye'de darbe yapmaya kalkışanların bu cür'eti nereden aldığı, Gezi Parkı olaylarını körükleyenlerin arkasında  neyin olduğu?!
***
NOT;  Mübarek Ramazan Bayramınız kutlu olsun. Mutlu ve esen kalın...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.