Dünyadan vazgeçmek...

Son dönem bilim kurgu ve gerilim filmlerinin çoğunda, insanoğlunun dünyaya karşı işlediği suçların altı kalın olarak çiziliyor ve yaşadığımız gezegeni terk etmek zorunda kalacağımız kabullenilmiş görünüyor.

İnsanların şuuraltına güçlü bir ikaz yerleştirme ameliyesi midir bu, anlamak zor; fakat aklı başında bir çözüm sunmak yerine, uzayın derinliklerinde alternatif bulmak herhalde senaristlerin daha kolayına geliyor. 

Belki bu tekrarın riskini örtmek için "Yeni Bir Başlangıç" dikkatleri baba-oğul ilişkisine çekmek istiyor ancak bu gayret oyuncuların vasatın altında kalması sebebiyle güme gidiyor.

Oğul, bizim kaşları kalkık ve her daim hüzün içre Küçük Emrah'ın Amerikalı versiyonu...

Baba ise dümdüz bir asker. Ancak annenin ikazıyla bir oğlu olduğunu hatırlayacak, onun askeri olmadığının farkına varacak.

Bu farkındalık, uzay gemilerinin düşmesi ve sadece ikisinin hayatta kalması üzerine insanın içine işleyecek bir ilişkinin derinlikli dokunuşlarını yaşatabilirdi belki ama maalesef olmuyor.

İnsanoğlunun dünyayı terk etmek zorunda kalışının üstenden bin yıl geçmiştir. Ve bizim baba-oğulun gemisi düşe düşe artık insanlar için yaşanmaz ve ciddi bir tehdit haline gelen "dünya"ya düş-müştür.

Burada dünyaya düşmesinin esprisini oturtacak bir yer bulmak imkansız. 

Çocuğun hem kendisini hem babasını kurtarmak için girişeceği tehlikeli yolculuk, aralarındaki ilişkinin mi omurgasıdır, yoksa perişan ettiğimiz dünyayı bize gösterirken aslında neyin "yeni bir başlangıç" olduğunu anlamamız için bir işaret midir, hüküm vermek çok zor. 

Başrol oyuncusu Will Smith'in oğluyla beraber oynadığı ve evde bir akşam tele-vizyon seyrederken akıllarına gelip geliştirdikleri bir proje olan "Yeni Bir Başlangıç", bir çok detayıyla (mesela kostüm, silah, araç-gereç, ilişkiler, yeni bir dünya kotarılması vesaire) iyi düşünülmüş fakat toplamda iyi bir hikaye olamamış. 

Belki Will Smith'in oğlunun rolünü çalmak istemeyişinden dolayı çekinik oyunculuğu, belki bir çok şeyi iyi yapmaya uğraşırken filmin hikaye anlamında ağırlık merkezini kaçırıp olayların sıradanlaşması ve belki de hepsi...

Ama ille de bilimkurgu diyenlerdenseniz, pişman da olmazsınız...

İyi seyirler.