Geçmiş, geçmişte kalmaz!

Robert Redford'un hem yönettiği ve hem boşrolü oynadığı "Geçmişin İzleri", otuz yıl boyunca polisten kaçmayı başaran bir grup "genç eylemci"nin macerasını konu alıyor.

Savaş karşıtı eylemlerin rüzgarına kapılan bu bir grup gencin eylemi, hiç düşünmedikleri bir hal alıyor ve banka soygunu ile umulmadık bir cinayet işin içine karışıyor.

Halbuki yola çıkış amaçları çok da masum: Savaşa ve çürümüşlüğe "dur" demek... Gençliğin kolay gaza gelen masum isyanı, bir anda kana bulanıyor ve hayatlarını kurtarmak adına kaçıp sessizliğe bürünüyorlar.

Kimi kaçarak, kimi kimliğini gizleyip veya değiştirip yeni hayatlar kurarak geçmişi bir sır olarak saklamayı umuyorlar. Ve bunu otuz yıl boyunca başarıyorlar.

Fakat içlerinden birisi bu ağır yükü daha fazla taşıyamıyor ve teslim olmaya karar veriyor. Ancak bu olay dikkatlerin tekrar 30 yıl öncesine odaklanmasına sebep oluyor. Ve sessizliğe gömülen grup için tehlike çanları çalmaya başlıyor.

Genç bir gazetecinin ısrarlı takibi, açığa çıkan başarılı avukatın kendisini kurtarmak için grup üyelerine ulaşma macerası ve masumiyet ile suç arasında otuz yıl boyunca ezilmiş hayatlar...

Psikolojik tahlilleri, gerilimi, aksiyonu ve oyunculuklarıyla gayet başarılı bir yapım Geçmişin İzleri..

Haftanın bir diğer dikkate değer filmi Uçaklar... Arabalar serisinin kadrosu macerayı bu sefer gökyüzüne taşıyor. Çoğu zaman bir uçağın gözünden hem de üç boyutlu olarak akan film, sadece çocuklar için değil, büyükler için de müthiş bir görsel şölene dönüşmüş.

Uçaklar son derece keyifli bir hikaye. Bir tarım uçağının rutin hayatını aşma çabası, herkes için sınırları zorlamak adına ilham verici.

Alay edilmek, yüksekten korkmak ve sınırlı bir güce sahip olmak sevimli tarım uçağını durdurmuyor ve çok arzu ettiği yarışmaya katılmayı başarıyor. 

Sonrasında hile, kıskançlık, yardımlaşma, cesaret gibi hayatın bütün motifleri gayet zeki esprilerle harmanlanarak filmi tatlı bir maceraya dönüştürüyor.

Okullar açılmadan ailece gidilebilecek harika bir film...

İyi seyirler...