Şamatanın büyüsü!

Transformers havasında, dev robotların, deniz altından gelen devasa yaratıklara karşı savaşı. Savaş derken, bu bir dünyayı ve insanlığı kurtarma savaşı. Hafife de almayalım yani...

Filmin üzerinde konuşulacak tek yanı rivayete göre 180 milyon dolar olan bütçesi.

Böyle bir bütçeyle film yaparken, hikayenin umursanmamış olması sinema adına üzerinde durulması gereken bir nokta.

Hikaye en azından tutarlılık yani kendi içinde bir mantık örgüsü demektir.

Denizin altından çıkan yaratıklar, niye sadece belli bir noktadan çıkıyor? O nokta daha ilk başta neden bir şekilde nükleer füzelerle halledilemiyor? 

Boş verin soruları. İki şeye odaklanılmış. Devasa yaratıklar ve iki pilotun beyin güçlerini birleştirerek kullandıkları devasa robotlar.

Ve bunların görkemli mücadelesi. Robotların bir yük gemisini avuçlarına alıp, yaratıklara saldırması ve yumruklarıyla rakiplerini alt etmeye çalışması seyir zevkini cilalayan detaylar. 

Giderek daha büyük ve daha güçlü hale yaratıklar, denizin altındaki yarıktan daha çok çıkmaya başlıyor ve sonra diğerlerine göre eski model sayılabilecek bir robotumuz müthiş bir kahramanlıkla dünyayı bu acayip tehlikeden tamamen kurtarıyor.

Gerçekten bu kadar iddialı bir bütçeyi hikayesiz bir şekilde filme dönüştürmek cesaret işi.

Karşılığı alınıyor ki, mantık bu kadar kolay bir şekilde rafa kaldırılabiliyor.

Diğer taraftan "manyak", benim beyin hücrelerim zarar görmez ve midem asla kalkmaz diyenler için iddialı bir korku- gerilim filmi.

Yüzüklerin Efendisinden sevimli ve cesur karakter olarak hatırladığımız Frodo, "Manyak"ta muhteşem bir performans sergiliyor.

Ama dediğim gibi çok sağlam bir mide ve sağlam bir ruh hali şart, çünkü film insanın huzurunu ve dengesini sarsıcı bir biçimde terörize ediyor. 

Gece Yarısından Önce, Sen Gitmeden Önce ve Gönlümü Çaldın yaz rehavetini bozmak istemeyenler için mantıklı duygusal seçenekler.

İyi seyirler.